6 Aralık 2018
Queen- A Night at the Opera
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | a night at the opera, bohemian rhapsody, freddie mercury, freddie mercury hayatı, hard rock, progresif rock, queen albüm, queen grubu
Voltaire'in İnsanlık Tarihine Yön Veren Sözleri Nelerdir?
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | fransız edebiyatı, voltaire, voltaire candide, voltaire hayatı, voltaire kimdir, voltaire sözleri
Voltaire'in İnsanlık Tarihine Yön Veren Sözleri Nelerdir?
Kaynak: Wannart
Fransız Devrimi, hepimizin
bildiği üzere sadece Fransa’nın özelinde gerçekleşmiş bir siyasi rejim
değişikliği değil; yaydığı ideolojiyle birlikte başta Avrupa’nın olmak üzere
dünyanın önemli bir bölümünün resmen gözünü açmış bir olay. Sayesinde, 1789
yılından beri liberal, ulusçu, seküler ve radikal fikirlerin büyük kitlelere
yayılmasının önü açılmış, bu sayede de daha sonra günümüz dünyasının en yaygın sistemi
haline gelecek olan sosyal ve demokratik cumhuriyet rejiminin temelleri
atılmış. Bu arada, sıkça unutmaya başladık ama bizim ülkemiz de böyle bir
düzende kurulmuş, tekrar hatırlatalım (bkz. T.C. Anayasası madde 2).
The Perks of Being a Wallflower (2012)
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | emma watson, ezra miller, gençlik filmi, logan lerman, saksı olmanın faydaları, saksı olmanın faydaları konusu, Stephen Chbosky, The Perks of Being a Wallflower
Tünelin Ucundaki Işığı Arayan Bir Film
The Perks of Being a Wallflower (2012)
Kaynak: Wannart
Sam: “Why do I and
everyone I love pick people who treat us like we're nothing?”
Charlie: “We accept
the love we think we deserve.”
Söz konusu diyalogda verilmek istenen mesajın ulaştığı nokta, aslında Ekşi Sözlük’teki o malum başlıktan hiç de uzakta değil. Hakkında 300 sayfadan fazla yazı yazılmış olan bu başlık, tabii ki cinsiyet farkı olmaksızın, hem kadınların hem de erkeklerin ilişki hayatlarında sıkça yaşayabileceği bir durum. 2012 yılında hayatımıza girmiş olan The Perks of Being a Wallflower filmi ise tıpkı yukarıdaki diyaloğun da vurguladığı üzere insan ruhuna odaklanan bir yapım.
Albert Camus'ye Göre Sanatçıların Asıl Görevi Nedir?
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | albert camus, albert camus hayatı, albert camus nobel, albert camus nobel konuşması, albert camus ve sanat, camus yabancı, fransız edebiyatı
Albert Camus'ye Göre Sanatçıların Asıl Görevi Nedir?
“Je ne puis vivre
personnellement sans mon art.
Mais je n’ai jamais
placé cet art au-dessus de tout.”
Albert Camus, sanatın kendi
hayatındaki anlamı hakkında “Şahsen ben, sanatım olmadan yaşayamam. Ama hiçbir
zaman da onu her şeyin üzerinde tutmadım.” şeklinde çevirebileceğimiz bu
cümleleri kurarken sonrasına ise şu sözleri ekliyordu: “Fakat ona ihtiyacım
var, bunun nedeni onu dostlarımdan ayıramayacak olmam; sanatımın yaşamama izin
vermesi; ona başvurmaksızın şimdiki düzeyde yaşamamın mümkün olmaması.”
Ara Güler'in Kadrajına Giren Dünyaca Ünlü İsimler Kimlerdir?
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | ara güler, ara güler dali, ara güler fotoğrafları, ara güler hayatı, ara güler ölümü, ara güler picasso, fotoğraf
Ara Güler'in Kadrajına Giren Dünyaca Ünlü İsimler Kimlerdir?
Kaynak: Wannart
“Sanat olmasına gerek
yoktur fotoğrafın. Fotoğraf, tarih olayıdır. Tarihi zapt ediyorsun. Bir makine
ile tarihi durduruyorsun.”
Pearl Jam- Ten
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | eddie vedder, eddie vedder kimdir, grunge, pearl jam, pearl jam albüm, pearl jam grubu, pearl jam jeremy hikayesi, pearl jam ten
Pearl Jam'i Kalplerin En Derin Köşesine Koyan Albüm
Pearl Jam- Ten
10/10
Kaynak: Wannart
“I know someday
you'll have a beautiful life.
I know you'll be a
star in somebody else's sky.
But why, why, why
can't it be, why can't it be mine?”
The Beatles- Abbey Road
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | abbey road, abbey rpad albüm, george harrison, john lennon, paul mccartney, ringo starr, the beatles, the beatles albüm
Sizi Hiç Bitmeyecek Bir Yolculuğa Çıkaran Albüm
The Beatles- Abbey Road
10/10
“Love is old, love is new. Love is all, love is you.”
Sokrates'e Göre Demokrasinin Hataları Nelerdir?
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Aralık 06, 2018 | demogoji, platon, sokrates, sokrates hayatı, sokrates kimdir, sokrates ve demokrasi, sokratesin savunması
Sokrates'e Göre Demokrasinin Hataları Nelerdir?
Kaynak: Wannart
“Şimdi,
diyorum ki, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ya da aydınlanmamış
olarak düşün.”
Platon’un Devlet’inin 7. bölümünün
girişinden alınan bu cümle, onun akıl hocası olan Sokrates tarafından söylenmiş.
Antik Çağ Felsefesi’nin kurucusu olan bu dahi filozof, çoğu toplumsal sorunun
temelinde aslında eğitimsizliğin yattığını daha milattan önce farkına varmış. MÖ
399 yılında ise Atina şehrinin tanrılarına inanmayarak gençlerin ahlakını
bozma gibi absürd bir sebeple suçlanan Sokrates, maalesef bu nedenle zehir
içtirilerek infaz edildi. Filozof, ne yazık ki gelecek nesillere yazılı bir
kaynak bırakamamış olsa da özellikle Platon’un eserleri başta olmak üzere
birçok kaynaktan dolaylı olsa da fikirlerine ulaşabilmek mümkün (Örn. Sokrates ve Üç Heykel).
28 Ekim 2018
Nietzsche'nin Tanımlamasına Göre Üstinsan Kimdir?
Yazan: Barkın Ünlüeroğlugil | Ekim 28, 2018 | böyle buyurdu zerdüşt, Nietzsche, Nihilizm, Tanrı Öldü, Übermensch, üstinsan
Nietzsche'nin Tanımlamasına Göre Üstinsan Kimdir?
“İnsan, bir an önce
kargaşasını, kendine anlam veren bir düzene çevirmezse, yıldız doğurtmazsa,
karanlığında yok olacaktır.”
19. yüzyılda yaşamış Alman
filozof Friedrich Nietzsche, bu sözleri kaleme alırken aklında tek bir fikir
vardı: Üstinsan olarak ifade edilen canlı formuna erişmek. Almanca orijinal
ismiyle Übermensch olarak ifade edilen, bunun yanında Superman ya da Hyperhuman
gibi isimler de verilen bu kavram, ilk olarak teolog ve yazar Heinrich
Müller tarafından 17. yüzyılda kullanılmış. Kelimeye esas anlamını veren ve hatta
tüm insanlığın amacının da buna ulaşmak olduğunu öne süren isim olan Nietzsche,
en değerli eserlerinden biri olan Böyle Buyurdu Zerdüşt (Also sprach Zarathustra)
isimli kitabının da merkezinde bu düşünceyi işliyor.
Nietzsche’nin kendi deyimiyle "yazılmış
en derin eser” olan bu kitap; Üstinsan kavramını, Bengi Dönüş ve "Tanrı Öldü" gibi yine bu filozofa özgü tezlerle bir araya getirerek sunuyor. Bunların
yanında, eserlerinde Amor Fati, Güç İstenci ve Apollon ile Dionysos gibi kendine
özgü birçok değerli varoluşsal fikrin de arkasında olan Nietzsche, belki de gerçekten
en derin düşüncelerini Üstinsan ile sunuyor. Kavramı “basit” haliyle özetlemek
gerekirse; çizgi roman ve filmlerinden tanıdığımız Superman, nasıl fiziksel
olarak diğer insanlardan üstün ise Übermensch de psikolojik olarak diğer
insanlardan üstün olana verilen isim.
Biraz daha derine inmek gerekirse
Nietzsche, “İyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen, ilk önce bir yok edici
olmalıdır ve değerleri paramparça etmelidir.” diyor. Ona göre söz konusu
değerler, toplumsal ve bireysel anlamda kişiyi oluşturan düşüncelerdir. Buna
paralel olarak ahlak da Üstinsan’ın kendi başına yaratıp kendi içinde değer
biçtiği bir yargıdır. Kısaca o, kendi ahlak düzenini yaşar. Bununla birlikte, Tanrı’nın
öldüğünün de farkında olduğu için insan olmanın sadece Üstinsan’lığa giden bir köprü olduğunu özümsemiştir. "Tanrı Öldü" dedikten sonra yaşamı bir amaçsızlığa
bağlayan Alman filozof, kişinin bu ahlaki ve varoluşsal “nihilist” boşluklardan
yine sadece kendisinin çıkabileceğini söyler.
Nihilizm ile yüzleşen insan, kendi
değerlerini yaratarak ve gelişerek iyinin ve kötünün de ötesine geçmiş oluyor. Böylelikle
insan, kendisinin efendisi olup kendi yasalarını kendisi koymalıdır. Üstinsan’ı
da yaratırken herhangi birinden ya da Tanrı’dan yararlanamaz. Ona göre insan
evriminin sonraki aşaması olan Üstinsan, kendi kendini yaratırken, acı çekmeyi de
benimsemiş bir karakterdedir. Böylece, Amor Fati olarak ifade edilen kaderi
sevme anlayışında da acının, iyi olmanın gerekli bir parçası olduğu kabul
edilir. Nietzsche’ye göre bu acıların en büyük sebebi, insanın halihazırda tamamlanmamış
bir varlık olmasıdır. İnsan, yanılgılarından ve “batış yeteneğinden” kurtulup
kendini aşarak Üstinsan olabilir.
Üstinsan’ın kendi kendini geliştirmesinin
dışında, diğer karakter özelliklerini de filozofun fikirleri doğrultusunda dile
getirebiliriz: Anlaşılmaları zor ve çoğu zaman yalnız olan bu türdekiler, yeri
geldiğinde alçakgönüllü de olmayabilirler. Bunun yanında, zayıf insanlara karşı
naziktirler; çünkü kendi üstün güçlerinin farkındadırlar. Özellikle, Böyle
Buyurdu Zerdüşt eserinde verilen pazaryeri örneğinde olduğu gibi de oldukça sert
ve kararlılardır. Bütün bu karakter özelliklere ek olarak, bir de Nietzsche’nin
toplumsal “eşitlik” kavramına da karşı çıkmasıyla birlikte, filozofun bu
düşünceleriyle İkinci Dünya Savaşı dönemi Nazi Partisi’ni etkilediği iddia
edilir.
Ancak, filozofun ölümünden önceki
hastalığında ona bakan kız kardeşi Elisabeth Förster-Nietzsche, ünlü bir Alman
milliyetçisi ve antisemitist olan Bernhard Förster’in eşiydi. Ölümünden
sonra ise onun yayımlanmamış yazılarını, kocasının antisemitist fikirlerine
uyarlayarak yayımladı. Hatta bu karı-koca, Nazi Partisi ile o kadar yakınlardı
ki Hitler, daha sonra Elisabeth’in 1935 yılındaki cenazesine bile gelmiş ve Nietzsche
Müzesi’ni de gezmişti. Friedrich Nietzsche, her ne kadar üslubunda sert ve
yoruma açık bir dil kullansa bile esas niyeti elbette açıktı: Daha sonra durum
aydınlatıldı ki niyetinin bu ırkçılık konusuyla -ne mutlu ki- alakasız olduğu ortaya
çıktı!
“Yukarı mı çıkmak istiyorsunuz,
kendi bacaklarınızı kullanın! Kendinizi yukarı taşıtmayın, başkalarının sırtına
ve kafasına oturmayın. Ata biniyorsun, öyle mi? Şimdi de süratle hedefine at
koşturuyorsun, öyle mi? Pekâlâ, dostum! Ama kötürüm ayağın da oturuyor atın
sırtında! Hedefine vardığında, atından aşağıya adadığında; tam da kendi
doruğunda, sen daha yüce insan – sendeleyeceksin.”
-Böyle Buyurdu Zerdüşt
(1883)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)