22 Nisan 2017








Kung Fu Kenny

Kendrick Lamar- DAMN.

8,5/10







Modern hip-hop sahnesi söz konusu olduğunda Eminem, Jay-Z ve Kanye gibi büyük sanatçıların ardından gelen yeni nesil için şunu söyleyebiliriz: Compton’un son yıldızı Kendrick Lamar, an itibariyle bu jenerasyonun -Drake’den de önce- en önemli ismi. Hatta öyle bir müzik dehası ki gelecek işlerinde de böyle giderse gelmiş geçmiş en iyisi (nam-ı diğer GOAT) olabilme potansiyeli yüksek. İlk iki mükemmel albüm ve ardından 2015’te gelen “To Pimp a Butterfly” ile Kendrick, jazz, fusion ve old school hip-hop karışımı olağandışı bir tarz yaratarak bir müzisyenin hem bireysel hem de toplumsal olarak işleyebileceği en “derin” albümlerden birine imza attı.

2017’de ise Trump karşıtı odaklı “The Heart Part 4” single’ı ile sahalara dönen sanatçı, kısa süre sonra da dördüncü albümü “DAMN.”in çıkış parçası “HUMBLE.”ı muazzam videosuyla “alevler içinde” piyasaya sürdü. Klipteki “I'm so fuckin' sick and tired of the photoshop” sahnesi başta olmak üzere bir önceki albümün kliplerinde de gördüğümüz kaliteli ve estetik video serisi, “DAMN.” ile devam ediyor. Parçayla birlikte rapçinin buram buram 90’lar hip-hop’ı kokan beat’i ile üçüncü albüm öncesi tavrına çok başarılı bir şekilde geri döndüğü açık. Ayrıca dini motiflerin yoğunluğu da dikkat çekici: Kendrick, kendisini müzik piyasasının Papa’sı olarak nitelendirip albümün diğer parçalarında da kullandığı “Nobody pray for me” gibi “catchphrase”lerle de gerekli mesajı fazlasıyla veriyor. Özellikle de sözleriyle parça, Big Sean’ın “No Favors” şarkısındaki tavrına karşı olarak resmen “Alçakgönüllü olup yerinize oturun, adam olun lan!” diyor. Hatta sözler aslında genel olarak da bütün diğer popüler rap sanatçılarına ayar niteliğinde.



Kendrick, hem derin mesajlar verebildiği hem de bunu anlaşılabilir bir dilde yani yalın bir biçimde yapabildiği için çok değerli bir sanatçı. Bu anlamda “DAMN.”, her yönüyle ilgi çekici duran ve ince ayrıntılarıyla da dinleyiciye gerçekten bir şeyler anlatan bir albüm. Ayrıntılara örnek olarak ise bu albümdeki bireyselliğin ve agresifliğin dışa vurumunu albüm kapağından bile anlayabilirsiniz: Önceki albümün de kapak tasarımını yapan Vlad Sepetov isimli sanatçının, bu sefer renksiz ve grup halinde bir fotoğraf yerine sadece rapçinin donuk bakışlı ve neredeyse photoshop’suz bir fotoğrafını koyması ile kırmızı renklerle büyük harflerle albümün isminin yazılması kesinlikle tesadüf değil. Albümün karakterini kapağın kendisi çok net bir şekilde ifade ediyor: “DAMN.”, Kendrick’in en içe dönük, en öfkeli ve en özgüvenli ifadelere sahip albümü.



Ayrıntılar, albümün parça isimlerinin de albüm adı gibi büyük harfle yazılıp sonuna nokta konması ile devam ediyor. Bunun yanında, parça isimlerinin bazılarının art arda ikili şekilde bağımlı olması da dikkat çekici: İlk dinleyişte tüyleri diken diken eden bir intro “BLOOD.” ve ardından gelen albümün belki de en çok dikkat çeken parçası “DNA.” birbirleriyle bağlantılı. Intro sonundaki FOX News’in spikerinin konuşmasına hemen “DNA.” ile en güzel cevap veriliyor. Klibinde yeni neslin “War Machine” olarak bildiği Don Cheadle’ı da izleyebileceğimiz bu parça, prodüksiyonun kesinlikle ustalıkla yapıldığı işlerden biri. Parçanın sonundaki beat değişimi ve Kendrick’in şovunun insanı etkilememesi cidden imkansız. “DNA.”, sanatçının yaptığı en doyurucu ve zamansız parçalardan biri. “I got loyalty, got royalty inside my DNA” gibi söz oyunları da dinleyenlerin hafızasına kolayca kazınıyor. Bu arada başka bir tatlı ayrıntı olarak da albüm boyunca duyduğumuz yeni ve saldırgan alter ego “Kung Fu Kenny” isminin Don Cheadle’ın “Rush Hour 2” filmindeki rolünden geldiğini söyleyelim.

James Blake destekli “ELEMENT.” ise albümdeki başka bir güzellik. “I pull up, hop out, air out, made it look sexy” gibi akılda kalıcı melodik bir nakaratla sizi kendine bağlayan parça, aslında ritim olarak biraz Drake işi gibi, Kendrick’in tarzının dışında. Hem bu açıdan hem de şarkı sözleriyle birlikte Drake’e bir gönderme olabilir. “I don't do it for the 'Gram, I do it for Compton” dizesiyle de şair bizlere bu işi Insta(gram) ya da (Gram)my Ödülleri için yapmadığını tasvir ediyor. Ayrıca belki de bu albümün “Butterfly” ile farkını ve an itibariyle bu yüzden sinirli olduğunu en güzel şu sözlerle ifade ediyor: “Last LP I tried to lift the black artists, but it's a difference between black artists and wack artists”




İkili parça isimlerine başka bir örnek ise albümün en olgun parçası olarak ifade edebileceğimiz “PRIDE.” ve ardından “HUMBLE.”. Bu iki kavramın karşıtlığı ve hatta beat’lerinin temposunun da isimlerinin anlamlarıyla zıtlığı (pride’ın yavaş; humble’ın ise hızlı olması) gibi çok başarılı ironik göndermeler var. “Ego Death” isimli muazzam albümleriyle ön plana çıkan The Internet müzik grubunun henüz 98’li altın çocuğu Steve Lacy, “PRIDE.”ın altyapısını düzenlemiş. Yavaşça akıp giden gitar akorları ve Kendrick’in durgun ruh hali birleşince ortaya biraz da Eminem tadında şahane bir eser çıkmış. “I can’t fake humble just 'cause your ass is insecure.” sözünde olduğu gibi albümün genel temasını özetleyen bir duruş var şarkıda. Albümün en samimi ve özel parçalarından biri.





U2 destekli “XXX.” ise yüksek tempoda siren sesleri ve özenli düzenlemesiyle albümün değerli işlerinden oluyor. Özellikle içinde Bono olan ve toplumsal mesajın da dibine vurulmayan bir birliktelik düşünülemezdi. Bu anlamda da çok dolu bir parça: “It's not a place, this country is to be a sound of drum and bass” metaforunda da silah sesinin ifade edilmek istenmesi gibi parçada birçok detay var. Ayrıca Mike WiLL Made It, “HUMBLE.” ve “DNA.”in yanında bu parçaya da beat’leriyle el atmış. Bunun dışında, birbirine bağlı parçalardan bol bol iç hesaplaşmalı “LUST.” ve Kendrick’in liseden beri birlikte olduğu sevgilisi –şu anki nişanlısı- Whitney Alford’a ithafen yazdığı açık olan “LOVE.” örnek verilebilir. Ayrıca etkileyici bir ikinci bölüme sahip “FEAR.” ve “A-haaa!” vokaliyle akıllara kazınan “GOD.” gibi bir ikili daha var. Tabii ki daha çok Coachella 2017’de yapıldığı gibi parça araları için “Skit” olarak yazılmış “JAH.” ve “FEEL.” ile Rihanna’lı olduğu için haliyle radyo dostu da olan “LOYALTY.” gibi hayal kırıklıkları da var albümde. Müzik piyasasında soyadı olarak ikinci ismi Lamar’ı kullanan Kendrick, bu sefer gerçek soyadı “DUCKWORTH.” ile bu oldukça kişisel albümüne anlamlı bir sonla nokta koyuyor.





Genel olarak bakıldığında “DAMN.”, 2017’nin şu ana kadarki en iyi müzik albümü sıfatını rahatlıkla taşır. Ancak bu niteliğin yanında albümün Kendrick Lamar’ın en iyi işi olup olmadığı ise tartışmalı bir durum; çünkü çıta çok yüksek. Sonuçta albüm, baştan sona sıkmadan tekrar tekrar dinlenebilen bir bütünlüğe sahip olmaktan çok kendi içinde harika hitlere sahip bir çalışma gibi gözüküyor. Ayrıca, son zamanlarda çıkan çok fazla kalitesiz hip-hop albümleri arasında adeta bir kutsal eser gibi piyasaya düşüp listelere zirveden giriş yaptığı için de çok fazla etki bırakan bir iş oldu bu. Aslında Kendrick, sanki önceki albümle bu albüm arasındaki süreyi biraz daha uzun tutup parçalara daha fazla emek verseydi, mükemmel sonucu daha kolay elde edebilirdi. Bu nedenle “DAMN.”, zamanla kalbinizde büyütebileceğiniz sıradışı bir albüm.