27 Aralık 2016



Bir Dost Hikayesi

J. Cole- 4 Your Eyez Only

7/10





Hem liseyi hem üniversiteyi dereceyle bitirmiş, keman, piyano ve gitar çalabildiği için parçalarının çoğununun altyapısını da kendi hazırlayan yarı Alman yarı Amerikalı melez bir rapper: J. Cole. Ayrıca uzun süreli düzenli bir ilişki hayatı olup uyuşturucuya karşı da çok yakın durmayan biri. Yani alışık olunan hip-hop sanatçısı imajından farklı yerlerde. Jay-Z ise yeterince ütopik olan bu nitelikleri zamanında fark edip onu hemen kanatlarının altına alınca yeni bir Eminem-Dr. Dre ilişkisi doğmuş oldu. Jay-Z’nin plak şirketi Roc Nation’a bağlı ilk sanatçı olarak, 3 başarılı mixtape’in ardından debut albümü “Cole World: The Sideline Story”i 2011 yılında piyasaya süren Jermaine Cole, listelerde kısa sürede 1 numarayı gördü. Bu albümdeki Drake + piyano formüllü “In the Morning”, Missy Elliott’lu R&B soslu “Nobody’s Perfect” ve albümün hiti “Work Out” ile adını (daha doğrusu soyadını) bir anda bütün camiaya duyurdu. Hatta “Mr. Nice Watch” ve daha sonra NBA 2K16’da yer alacak olan “Rise and Shine” gibi gizli hitler de yarattı. İki yıl sonra “Born Sinner” ile de tekrar aynı başarıyı yakalayan Cole, kitlesini daha da genişletmiş oldu.




Cole, New York’ta üniversitede okurken North Carolina’da çocukluğunu geçirdiği evi mortgage borcu yüzünden zorla satıldı. 2014 no’lu bu evi, 2014 yılında tekrar satın alan J. Cole, bu evde büyüdüğü sürede yaşadıklarını da kaleme aldı: 9 Aralık 2014’te evin adresiyle aynı adı taşıyan üçüncü albümü “2014 Forest Hills Drive”ı çıkardı. Grammy’de en iyi rap albümü adaylığını alan kaydın en önemli nitelikleri ise şarkı sözlerinin samimi bir şekildeki açıklığı ve beat’lerin de prodüksüyonun sağlamlığıydı. Cole’un doğum günü “January 28th” ile başlayıp üniversiteye kadar olan hayatını kronolojik olarak anlattığı albüm, sadece ABD’de 1 milyonun üzerinde sattı. Böylece, 25 yıldır ilk defa bir rap sanatçısının düet parça içermeyen albümü “Double Platinium” (800.000 üzeri adet) satış yapmış oldu. “Wet Dreamz”, “A Tale of 2 Citiez”, “Fire Squad”, “No Role Modelz” ve “Apparently” başta olmak üzere albüm bir bütün olarak baştan sona muazzamdı. Ertesi yıl olan North Carolina konseri de 28 Ocak 2016’da yani Cole’un 31. doğum gününde canlı albüm olarak yayımlandı. Ardından 2016'da "False Prophets" ve "Everybody Dies" isimli iki single çıkardı.




Dördüncü stüdyo albümü “4 Your Eyez Only”i, önceki albümünün 2. yıldönümünde 9 Aralık 2016’da çıkaran J. Cole, -sayılara olan takıntısı bir tarafa bırakılırsa- bu sefer dinleyenlere bambaşka gözüken ama yine tamamen gerçek bir hikaye anlatıyor: Cole, James McMillan Jr. adında eski bir dostunun uyuşturucu satması, aşık olup aile kurması ve ardında küçük bir kız çocuğu da bırakarak 22 yaşında öldürülmesini albüme konu ediyor. Hatta eseri, babası gittikten sonra kızının dinleyebilmesi için babasının gözlerinden anlatarak yazıyor. İlk parça “For Whom the Bell Tolls”, tahmin edilebilen bir şekilde bir Metallica cover’ı değil. Önceki albümdeki gibi bir intro olarak görülebilen parçanın altyapısının hikayesi ise ilginç: Cole’un kurduğu Dreamville plak şirketinin başkanı İbrahim Hamad albümün kaydından iki yıl önce Soundcloud’da tesadüfen 18 yaşındaki üniversite öğrencisi amatör prodüktör Elijah Scarlett’ın yaptığı işleri görüyor. Böylece bu gencin hayatı da birden değişiyor.

Albümün esas anlamda açılışını yapan “Immortal” ise kaydın en güçlü parçalardan biri. Bu parçada olduğu gibi bu albümdeki çoğu şarkıda da hip-hop sanatçılarının deyimiyle “Low-key” tempo hakim. (Bu düşük mod ise albümün uluslararası çaptaki eleştirilerinin çoğunluğunda sanatçıya yakıştırılmış. Hatta Vulture dergisi, bu Cole’un en olgun albümü yorumunu yapmış.) Parçanın nakaratı ise dinleyeni baslarıyla resmen vuruyor. Özellikle “Forward with the plot, one-seven-forty-five” bölümünde, albüm 17:45’inci saniyesine ileri alındığında eserin kahramanı McMillan’ın öldürüldüğü “Change” isimli parçanın başlamasına göndermede bulunulduğu söyleniyor. “Change”, söyleniş tarzı ve parçanın temposuyla ister istemez akıllara yine Tupac’tan “Changes”i getiriyor. “The only real change come from inside” sözü ise parçayı dinledikten sonra doğrudan akılda kalıyor.



“Foldin Clothes”, tam bir mutluluk abidesi. Cole, hem 2015’te evlendiği eşi Melissa Heholt’a hem de dostu McMillan’ın gözünden onun eşine sıradan hayatın güzelliklerini anlatıyor. “She's Mine, Pt. 1” ve “She's Mine, Pt. 2” parçaları da bu açıdan işleniyor. Cole, iki kısımda da söylenen “I've fallen in love for the first time” dizesini ilk şarkıda kendi eşine, ikinci şarkıda ise yeni doğmuş kızına ithafen söylüyor. Aynı şekilde McMillan da kendi eşi ve kızına hislerini aktarıyor. Ancak buralarda rap harmonilerinden daha çok konuşma şeklinde bir anlatım var. Bunların dışında, “Deja Vu” ve “Neighbors” ise “Immortal” ile birlikte albümün potansiyel hitleri gibi gözüküyor. Ancak “Deja Vu”da prodüksiyondan kaynaklı olarak albümün genel havasından farklı bir soğukluk var. “She fuck with small town niggas, I got bigger dreams” gibi dizeler de albümde oluşturulmuş konseptin çok uzağında. “Neighbors” ise albümün en iyi işlerinden biri. Huzur veren müzikal altyapısı ve hikayesinin yeni yaşanmış gerçek bir olaya dayanması da tatlı detaylar. 

81 yapımı Bond filmiyle ve Tupac göndermesiyle albümle aynı adı taşıyan son parça ise yaklaşık 9 dakikada albümün genel niyetini özetlemeye çalışıyor; ancak sözlerinin hikayesi ne kadar derin de olsa müzikal açıdan şarkı, fazla tekdüze gidiyor. Genel anlamda ise albümün temel sorunlarından biri bu: Tekdüzelik. Mesela çok fazla parçanın nakaratında aynı sözler tekrarlanıyor. Bazı parçalarda da hep aynı ritimde “rap görünümlü” konuşmalar var. Bunun yanında esas olan eksik taraf ise, albümün üzerinde çok uğraşılmamış gibi bir hissin olması. Sanki bu albümün prodüksiyon ve üzerinde işlenmesi için en az 1 yıla daha ihtiyacı varmış gibi, aceleye getirilmiş gibi bir albüm. Şarkı sözlerinin yine açıklığı ve etkileyiciliği bir tarafa müzikal anlamda önceki Cole albümlerini aratan bir eser var karşımızda. Özellikle 2014’ten sonra yine aynı düzeyde bir albümü bekleyen J. Cole hayranları için haliyle hayal kırıklığı. Ne olursa olsun, hikayesinin derinliğiyle, anlattıklarının duygusuyla ve içerdiği birkaç hitle “4 Your Eyez Only”, 2016 sınırları içinde çıkan işler arasında hiç de fena olmayan bir yere sahip oluyor. 


13 Aralık 2016



Unutulmaz Bir Yıl

Childish Gambino- Awaken, My Love!

8,5/10





 
          2016 yılı, birçoğumuz için her anlamda hayal kırıklığıydı. Müzik piyasası özelinde de durum farklı değildi. Aralık ayında yapılan en iyi albüm listeleri ise zaten kalitesizliği özetliyor. Ancak yüzümüzü güldüren istisnalar da yok değil. Onlardan biri ise yazar, komedyen, oyuncu, rapper ve şarkıcı: Donald Glover. Evet, ismi Donald olanlar için bu yılın şanslı geçtiğini söyleyebiliriz. Üniversitede aldığı yazarlık eğitimini bitirir bitirmez ünlü dizi 30 Rock’ta yazar ve editör olarak çalışmaya başlayan Glover, daha sonra Community adlı komedi dizisindeki oyunculuğuyla ismini duyurdu. Hatta bu dizideki oyunculuğu, Peter Parker’ın ölümünden sonra gelen Spider-Man olan Miles Morales’in yaratıcılarına da ilham verdi. Ayrıca sanatçı, kendine özgü stand-up’larıyla da hayran kitlesini genişletti. Bunların yanında üretmeye devam eden Glover, kendi ismini “Wu Tang Name Generator”a yazıp “Childish Gambino” ismiyle karşılaştı ve müzik kariyerindeki ismini de böyle seçmiş oldu.

Childish Gambino, yanına Community’nin müziklerini de yapan film müziği bestecisi dostu Ludwig Göransson’u da alarak ilk albümü “Camp”i  2011’de piyasaya sürdü. “Heartbeat” ve “Bonfire” gibi hitlerin de bulunduğu albüm ile böylece alternatif hip-hop sularına açılmış oldu. Müziğinde belli rap kalıplarını terk edip kendi hikayelerini anlattığı şarkı sözleriyle olumlu eleştiriler aldı. 2 yıl sonra ise yine Göransson ile beraber “Because the Internet” albümüyle müzik kariyerine devam eden Gambino, ilk Grammy adaylıklarını da bu albümle aldı. Özellikle "3005", "Crawl" ve "Sweatpants" gibi parçalarla albüm, ticari açıdan oldukça başarılı oldu. Tarz olarak ise daha deneysel sularda yüzmeye başlayan Gambino, psychedelic müzik ve “club pop”u birlikte harmanladığı yenilikçi bir rap albümüne imza attı.



            2016 ise Donald Glover için unutulmaz bir yıldı. Yaratıcısı ve başrolü olduğu yeni komedi dizisi “Atlanta”nın ilk sezonu çok başarılı oldu. Hem dizi hem de kendisi, Altın Küre’ye aday gösterildi. Ayrıca, 2017’de vizyona girecek olan “Spider-Man: Homecoming”de yer alacağı ve Star Wars’un 2018’deki Han Solo Spin-Off filminde Lando’yu oynayacağı belli oldu. Bunların yanında en önemlisi de Gambino, yılın en sağlam albümlerinden birini yayımladı: “Awaken, My Love!” isimli üçüncü albüm, neredeyse bütün müzikseverleri ters köşe yapan bir başyapıt. Sanatçının en olgun işi olarak ifade edilebilir; ancak öncelikle albümün bu sanatçının işi olduğunun kabul edilmesi gerek. Şöyle ki, albüm kime ait olduğu bilinmeden dinlenildiğinde akıllara Childish Gambino isminin gelmesi imkansız. Sanatçı, rap kökeninden tamamen ayrılmış ve ortaya 70’lerin funk’ı ağırlıklı bir soul, r&b ve hatta psychedelic blues/rock albümü ortaya çıkmış. Kullanılan enstrümanların çeşitliliği bir yana Gambino’nun vokalleri de bambaşka bir güzellikte.

            Bu albümde de her zamanki gibi Ludwig Göransson ile çalışan Gambino, açılışı ilk single “Me and Your Mama” ile yapıyor. Parçanın başındaki gitarlar ile birlikte sanki saykodelik bir müzikale giriş yapılıyor ve albüm dinleyeni kendine hapsetmeye başlıyor. Ardından gelen gospel soul denemesi “Have Some Love” biraz daha ortamı aydınlatıyor. Amerikan polislerinin siyahilere olan önyargısını anlatan “Boogieman” ise özellikle nakaratıyla akıllarda kalmayı başarıyor. “Zombies” ile tempoyu düşürüp kulakları dinlendirdikten sonra içine Janis Joplin kaçmış Gambino “Riot”ta yine karmaşık ve hareketli bir tarza geçiyor. Sonrasında gelen “Redbone” ise muhtemelen albümün en iyi işi. Blues ve soul’un son dönemdeki en başarılı örneklerinden Alabama Shakes parçalarını hatırlatan şarkı, son bölümüyle ise dinleyenin hafızasına adeta kazınıyor. Ancak sonraki parça “California”da vokalin tonunun anlamsızlığı keyif kaçırabiliyor. Bunun telafisi ise hemen ardından “Terrified”ı dinlerken nakaratındaki uzun uzun “Hide” bağırışlarıyla yapılıyor.



Albümün en başarılı parçalarından biri de vokalin belki de zirve yaptığı balad “Baby Boy”. Şarkı, 2016 başlarında doğan oğluna ithafen yazılmış. Cidden Glover’ın bu yılı unutamayacağı bir gerçek. İlk parçaya atıfta bulunan ve Gary Clark Jr.’ın da gitarıyla destek olduğu “The Night Me and Your Mama Met” ise albümün bütünlüğü doğrultusunda akan aksak ritimlerle dolu enstrümantal bir eser. Kapanış ise özellikle sonlara doğru dinleyenleri alıp götüren bir parça olan “Stand Tall” ile yapılıyor. Sonuç olarak albüm, sağlam hitleri olan ve çok özenerek işlendiği belli kaliteye sahip bir kayıt. Ancak albümün özellikle (giriş parçası hariç) ilk kısmının karmaşıklığından kaynaklı bir sorun var. Bütünsellik bu yüzden etkilenmiş, dinleyeni yorabiliyor. Yine de eski tarzını elinin tersiyle itip beklenmedik bir kararla bambaşka alanlara yönelen Childish Gambino’nun yeni yönünün ona çok yakıştığı açık, bu nedenle “Awaken, My Love!” her anlamda çok cesur ve güçlü bir albüm.