Sokrates'e Göre Demokrasinin Hataları Nelerdir?
Kaynak: Wannart
“Şimdi,
diyorum ki, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ya da aydınlanmamış
olarak düşün.”
Platon’un Devlet’inin 7. bölümünün
girişinden alınan bu cümle, onun akıl hocası olan Sokrates tarafından söylenmiş.
Antik Çağ Felsefesi’nin kurucusu olan bu dahi filozof, çoğu toplumsal sorunun
temelinde aslında eğitimsizliğin yattığını daha milattan önce farkına varmış. MÖ
399 yılında ise Atina şehrinin tanrılarına inanmayarak gençlerin ahlakını
bozma gibi absürd bir sebeple suçlanan Sokrates, maalesef bu nedenle zehir
içtirilerek infaz edildi. Filozof, ne yazık ki gelecek nesillere yazılı bir
kaynak bırakamamış olsa da özellikle Platon’un eserleri başta olmak üzere
birçok kaynaktan dolaylı olsa da fikirlerine ulaşabilmek mümkün (Örn. Sokrates ve Üç Heykel).
Sokrates’in infazının hükmünden
önce, suçlamalara karşı kendini savunduğu diyalog ise Platon’un daha sonra
kaleme alıp ölümsüzleştireceği Sokrates’in Savunması isimli meşhur esere
dönüştü. Usta filozof, Atina Demokrasisi’nin vatandaş meclisi olan 500’ler
Meclisi huzurundaki mahkemeye savunmasını yaptı. Bunun sonucunda, %52'ye karşı
%48'lik bir oy farkı ile Sokrates ölüme mahkum edildi ama belki bu sayede Yunan
Felsefesi’nin de temellerini atılmış oldu. Fikirleri yüzünden ölümle cezalandırılan
bu adamın, demokratik bir sistem huzurunda infaz edilmesi ise hiç ironik
değildi; çünkü Sokrates, her zaman demokrasiden nefret etmiş ve bu sistemin birçok
hatası olduğunu birçok örnekle dile getirmişti.
Örneklerimizin ilkinde, Platon’un
Republic isimli eserinde değindiği üzere Sokrates, Platon’un abisi olan Adeimantus
ile demokrasi sistemi hakkında konuşmaktadır. Usta filozof, demokrasinin en
önemli parçası olan toplumu bir gemiye benzetir: Ona “Bir deniz yolculuğu
yaparken geminin kontrolünün kimde olacağına kimin karar vermesini istersin?”
diye sorar. Sorunun cevabı olarak ise iki şık sunar: “Rastgele insanlar
tarafından mı yoksa deniz konusunda bilgili ve iyi eğitimli bireyler tarafından
mı?”; Adeimantus ise “Tabii ki ikincisi.” der ve bunun üzerine de Sokrates, verdiği
bu basit ama düşündürücü örneğini de doğrudan toplumla ilişkilendirir. Toplumun
sorununun özündeki “eğitimsizlik” ise böylece bir daha fark edilebilir.
Demokrasi ya
da Yunancada da çok benzeri olan Dimokratia kelimesi, halk-halk topluluğu
olan dimos / demos ve iktidar anlamındaki kratos'tan oluşmuş. Aslında
kavramın anlamı bu açıdan oldukça yalın; çünkü “Halk iktidarlığı” demek. Sokrates’e
göre sistemin esas sıkıntıları da esasen “halk” sıfatını taşıyan bu grupta
ortaya çıkıyor. Filozof, toplumun herhangi bir kısmını ötekileştirme amacında olmasa
da düşünceleriyle “herkesin oy kullanmaya elverişli olmadığını” ifade etmiş.
Bunun anlamı ise ona göre hiçbir
şekilde bir elitistlik olarak değerlendirilmemeli; çünkü oyların rastgele hislerle
kullanılmaması gerektiğini ve toplumdaki hangi kesimden olursa olsun sadece oy
kullanılacak o insanların konu hakkında -sistematik bir şekilde- bilgili ve
eğitimli olmaları gerektiğini dile getirmiş. Günümüze gelirsek: Belki, ABD’de
60’lı yıllara kadar uzun süre yapılan Literacy Test'in daha insancıl (!) bir
versiyonu, bu sorun için gelecekte kısmen bir çözüm olabilir (Hayali bir örnek olarak: Yeterlilik Sınavı).
Sokrates’e göre demokrasi
sisteminin süjesindeki bu hatanın dışında aynı derecede büyük bir sıkıntı ise
demogoji konusu: Demagogların halkın cahil tabakasını ve bastırılmış benliklerini
kullanarak popülizmle liderlik kazanmaları ve böylece elde ettiği “çoğunluk” sayesinde
iktidara gelmesi önemli bir problem (Bkz. en bilinen örnek: Adolf Hitler). Hatta
günümüzde de bu iktidara tek kelimeyle “para”, “ırk” veya “din” aracılığıyla oturduğuna inanılan birçok düzen mevcut.
Filozof ise bu hususta şöyle bir örnek vermiş: İki hayali lider adayı vardır.
Birisi doktor, diğeri ise şeker dükkanı sahibidir. Şekerci lider halka
seslenirken, “Rakibim size çok acı yaşatıp canınızı yakıyor ve üstelik tadı
iğrenç olan ilaçlar içiriyor. Bu nedenle de sizin ne yemek istediğinize sürekli
karışıyor.” der ve ekler: “Size benim şekerlerimdeki gibi lezzetli tatları asla
sunamaz!”. Sokrates ise dinleyicisine: “Sizce bu doktor, etkili bir cevap
verebilir mi?” diye sorar ve bununla beraber doktorun halka gerçekten yardım
etmek için onların canını yaktığını belirtse de ona göre her zaman esas önemli
olan seçmenin çoğunluğunun ne düşündüğüdür. (Bkz. Democracy Is So Overrated)
Sokrates, demokrasiye olan bu
nefretinin yanında daha önce değindiğimiz üzere insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak ayırmış. Bu nedenle de insanları oluşturan halkların
ve toplumun da esas sorununun eğitimsizlik olabileceğini dile getirmiş.
Demokrasi ise günümüzün en çağdaş yönetim biçimi olsa da bu gibi sıkıntılara
sahip halkların elinde olduğu sürece buralarda asla gerçek niteliğine
kavuşamayacak!