9 Nisan 2020



Jakuzi'de Saatlerce Kalmanızı Sağlayan Etkileyici Bir Albüm

Jakuzi - Fantezi Müzik

7/10


Kaynak: Wannart



“Albüm, bence çok üzücü bir albüm. Günah çıkarmam mı diyeyim? Gördüğümle hissettiğim arasında hep bir kopukluk vardı. O dönem de bazı şeyler ters gidiyordu. Sözleri yazarken de sıkıntımı gerçekten söyleyeyim istedim. Eskiden bir edebi tercihim vardı. Kapalı demek istemem ama birçok insana farklı şeyler hissettirsin isterdim. Burada sadece tek bir şey hissettirmek istedim. Ne kadar boktan hissettiğimi.” (gülüyor)

Jakuzi’nin vokali Kutay Soyocak, Karga Mecmua röportajında ilk albümün yayımlanmasının amacını bu şekilde dile getiriyor. Jakuzi projesi, belki ilk başlarda böyle rahat bir “kafayla” oluşturulmuş olsa da artık bu topluluğun, kendi janrı için en önemli temsilcilerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Dikkat ederseniz Jakuzi için “proje” sıfatını kullandık; çünkü bir “grup” olarak görülmek istemediklerini daha önce belirtmişlerdi.

Soyocak, bir önceki projesi olan "Yerli ve milli Nine Inch Nails” denemesi Peygamber Vitesi'nin ardından, Taner Yücel (bas gitar & synth) ile güçlerini birleştirerek 2015 yılında Jakuzi’yi kurdu. Arabesk kültüre gönderme yapan bir isme sahip ilk albümleri Fantezi Müzik, ilk olarak ülkemizde basıldıktan sonra ise 2017 yılında Berlin çıkışlı dünyaca ünlü City Slang plak şirketinden yayımlandı.




Aralarında Caribou, Calexico ve Tindersticks gibi birçok sağlam sanatçının temsil edildiği bir şirkette, Jakuzi’nin de olması ise gerçekten oldukça kıymetli bir başarı. Jakuzi ikilisi, bu plak şirketlerinin motamot tabiriyle “İstanbullu synth-wave öncüleri” olarak lanse ediliyor.

Hatta internete “Jakuzi” yazıldığında -banyo değil de müzik hakkındaki- her sayfada görebileceğiniz gibi, Jakuzi’nin müziği, dünyadaki örnekleriyle kıyasla synth-pop, synthwave ve darkwave gibi tarzlarla ifade ediliyor. İkili, ilk albümlerinin başarısı sayesinde ise bu janr alanı için ülkemizdeki alternatif sanatçılar arasındaki o önemli boşluğu dolduruyor:

Albümün açılışını yapan Geriye Dönemiyor, enstrümanların yavaş yavaş bir araya geldiği ve sabırlı bir şekilde dinleyici ile buluştuğu giriş kısmı sayesinde, henüz kaydın ilk saniyelerinden itibaren kalpleri kazanmayı başarıyor. Şarkının ortalarından sonra giren vokalin ve tekrar tekrar dinlemeye doyulmayan grup müziği altyapısının eşliğinde ise parçanın nasıl sona erdiğini fark etmiyorsunuz bile!

Ardından gelen Her An Ölecek Gibi, Taner Yücel’in bas gitar yürüyüşlerinin ve daha sonra ona eşlik eden synth’lerinin ön plana çıktığı bir eser. Aynı zamanda oldukça akılda kalıcı sözlere sahip şarkı, albümün önemli işlerinden biri oluyor. Sözler ise kaydın genelindeki gibi, fazla bir derinliğe sahip olmasa da çoğunlukla ilişkiler üzerine odaklanan, aşırı kişisel ve açık olmasıyla birlikte, dinlemesi fazlasıyla keyif veren bir sadelikte:

“Benim bilmediğim başka bir şey mi var?
Benden gizlediğin görünmeyen yaralar
İkimiz bir olunca, üstüne bir de susunca
Bir karadelik oluştu, ikimizi de yuttu”




Bu topraklarda izleyebileceğiniz en orijinal yerli müzik videolarından birine sahip olan Bir Düşmanım Var ise klibinin de hakkını veren güzellikte bir eser. Sürekli tekrarlanan o esas melodisinin akıllara adeta kazınmasının üzerine, bir de şarkının tam ortasında giren saksafon da müzikal çeşitlilik açısından eseri fazlasıyla zenginleştiriyor. Rahatlıkla albümün en değerli şarkılarından biri olarak sayabileceğimiz parça, Soyocak’ın vokal performansındaki iniş-çıkışlarının da zirvesini hissedebildiğimiz bir iş oluyor (bkz. Enerjimi Emen demesi):

“Bir tarafım var, bana yetersiz diyen
Ne yaparsam yapayım, bir türlü beğenmeyen
Bir düşmanım var, bütün enerjimi emen
Mükemmele tapan, gel gör ki öyle olmayan”

Albümün başka bir güzelliği olan Belki de Sen Haklısın, tıpkı M83 şarkılarını andıran bol katmanlı synth’leriyle bu kaydın en özel parçalarından biri olmayı başarıyor. İtiraf ve kabullenme hissiyatının yoğun olduğu sözleriyle de ilk dinleyişte bile akılda kalan sözlere sahip: “Sonunda bak anladım, hem bencil hem de korkağım. Ben görmezden gelirken, sen elinden geleni yaptın.” sözleri gibi basit ama etkili ifadeler, parçanın vuruculuğunu artırmayı biliyor.

Geldik o beklenen şarkıya; Koca Bir Saçmalık, sadece bu albümün değil, hem Jakuzi’nin ve hem de ülkemizdeki tüm synth-pop / dark-wave tarzlarında yapılmış işlerin başyapıtı. Bunu sağlayan en önemli unsurları ise parçanın akıllardan hiç çıkamayan o Taner Yücel imzalı bestesi ve Kutay Soyocak imzalı nakaratı:

“Çünkü ben ne zaman bir şey istesem
Bana verilen koca bir saçmalık
Bilirsem hata nerde bilirsem
Hiç şaşırmam kafanı şişirmem”

Bu muazzam nakaratın da yanında, bu şarkıyı Jakuzi’nin en özel işi yapan birtakım farklı değerleri de mevcut: Öncelikle, bas gitar riff’lerinin çeşitliliği ve adeta bir New Order ya da hatta Joy Division hissiyatı veren post-punk niteliği oldukça ön plana çıkıyor. Bunun yanında eser, aslında bir bütün olarak; yani nakarat öncesi “verse” kısımlarıyla da dinleyiciyi bir anda avucunun içine almayı başarıyor.




Adeta yazımızın başında değindiğimiz o “boktan” hissettiren hüzün, şarkının başından sonuna kadar bize o hissi verebiliyor. Zaten bu parçanın eski adı da Yağmurlu'ymuş, bahsettiğimiz hüzün o isimde bile varmış. Ayrıca, retro efektleriyle akıllara yer edinen müzik videosu da ayrı bir “hüzünlü keyif”.

Ayrıca, sado-mazo klibiyle unutulamayan İstediğin Gibi Kullan, Muse’u andıran klavyeleriyle Aptal Bir İnat ve LGBT bireylere adadıkları Lubunya gibi şarkılar da albümün kısmen dikkat çeken işleri.

Bu arada belirtmeden geçmeyelim, albümün Jakuzi’yle özdeşleşen acayip orijinal kapağı hakkında ise Taner Yücel, Karga Mecmua röportajında şu şekilde değinmiş ve bu büyük sır perdesini (!) aralamış:

“Kapak fotoğrafını Berk Çakmakçı diye hem müzisyenliğini hem de görsel kafasını sevdiğimizi bir arkadaşımız çekti. Model de Bora Akıncıtürk. Maske de benim. Japonya’dan bir isteğin var mı diye sordular bana, BDSM maskesi dedim. Genelde Hentai ve BDSM maskesi istiyorum Japonya’ya gidenlerden.”

Genel olarak ise albümü özetlemek gerekirse, yerli müziğimiz için kendi türünde oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu ifade ettiğimiz kayıt, maalesef birkaç soruna da sahip: Çoğu şarkının birbirine “aşırı” derecede benzemesi ve hit şarkı sayısının da birkaç eser ile sınırlı kalmasıyla albüm, bütünsellik anlamında en üst düzeye ulaşamıyor. Bununla birlikte, özellikle kaydın ortalarındaki parçalar sanki hep birbirini tekrar ediyormuş hissiyatı yaşıyorsunuz.

Ancak, alternatif müzik sahnemizde fazlasıyla iz bırakan etkileyici bir eser olan bu albüm, mükemmel altyapıları ve hüzünlü sözleriyle hep akıllarda kalacak, Jakuzi’de de saatlerce kalmanızı sağlayacak!

“Kalabilirsin, pekala gidebilirsin, daha değersiz hissettiremezdin!”

Kaynak: 1, 2, 3, 4.