Ruhumuza İşlemeye Devam Eden Bir Albüm
Cigarettes After Sex- Cry
6/10
Kaynak: Wannart
Sence Cigarettes After Sex’in müziğinin teması her zaman
aşk, seks ve romantizm mi olacak?
-Öyle olması gerektiğini hissediyorum. Öyle yazdığımı
hissediyorum… Çünkü Cigarettes ve ben biraz geç geliştik gibi; çünkü bundan
önce çok fazla müzik grubunda yer aldım ve birçok müzik türünde farklı şarkılar
yazıp farklı stilleri sevdim. Bütün bu romantizm hakkındaki şarkıların ise en
derinden hissettiğim müzik türüne ait olduğunun farkına vardım.
Eğer sadece
Cigarettes kimliği altında şarkı yapacaksam da yazmanın benim için en iyi
hissettirdiği şeyi yazmak istiyorum: Romantizm hakkında harika şarkılar
dinlemek istiyorsanız, o zaman Cigarettes’e yani güvenilir sığınağınıza
gideceksiniz.
Grubunun tam anlamıyla “her şeyi” olan Texaslı Greg
Gonzalez, efsane Seattle radyosu KEXP’ye verdiği röportajda, icra ettiği müziğin
türünü bu şekilde özetliyor. Başka bir “tek kişilik orkestra” güzelliği olan
Tame Impala için Kevin Parker ismi ne anlama geliyorsa, Gonzalez de Cigarettes
After Sex için aynı değere sahip. Bütün parçaların şarkı sözlerini yazan ve
bestelerini yapan sanatçı, aynı zamanda da vokalin yanı sıra bas gitar
dışındaki diğer gitarların da yegane sahibi.
Bazı şarkılarda vokalin erkek mi yoksa kadın mı olduğu
anlaşılmadığı için kimi eleştirmenlerce androjen bir sese sahip olduğu iddia
edilen Gonzalez, kendisine Vogue Fransa tarafından en sevdiği şarkıcı sorulduğunda ise Françoise Hardy cevabını vermeyi ihmal etmiyor. Bunun
yanında, ışıklar içinde uyumasını dilediğimiz Leonard Cohen ustanın Chelsea
Hotel No:2 ve Famous Blue Raincoat klasiklerinin de şarkı yazarlığında onu oldukça
etkilediğini her zaman belirtiyor.
Grubun 2012 yılında yayımladığı I. isimli EP’deki defalarca
dinlenip hiç sıkmayan muazzam şarkı Nothing's Gonna Hurt You Baby’nin interneti
sallamasıyla birlikte tanıdığımız topluluk, şarkıları için kendilerine has minimalist
bir formül üretmişti: Bas gitar yürüyüşlerinin, tane tane gitar riff’lerine
eşlik etmesi ve klavyeyle beraber Gonzalez’in, tıpkı ilham aldığı Fransız chanson ekolü gibi konuşurcasına usul usul vokalini yapması, formülün
özetiydi.
Daha önce ayrıca değindiğimiz ilk albümleri Cigarettes
After Sex (2017), yine fazlasıyla “yavaş” eserlerden oluşsa da piyasaya oldukça
“hızlı” bir giriş yapıp büyük başarı yakaladı. Bu eser, yine tam olarak gece
vakti yatağınızda yalnız başınıza uzanmışken dinlenecek bir kayıttı: Biraz
dream pop ve fazlasıyla ambient pop karışımı türlerin bir ürünü olan albüm, grubun
siyah-beyaz imajı ve atmosferik altyapıları sebebiyle The xx ve The
Neighbourhood gruplarının ilk kayıtlarını uzaktan da olsa imaj olarak andırıyordu.
Övmelere doyulamayan bu ilk stüdyo albümlerinin en önemli
sorunu ise bütün şarkıların birbirleriyle olan benzerliğiydi. Aslında genel
olarak bakıldığında şarkıların geçişlerinde bir eser bütünlüğü oluşsa da uzun
vadede dinlenildiğinde kendini tekrar eden bir kayıt gibiydi. Grubun ikinci
stüdyo albümleri Cry (2019) ise hem bu benzerlik anlamında hem de konsept
bazında hayran kitlesini ve müzikseverleri şaşırtmıyor.
İki paragraf önce belirttiğimiz o formülün yine burada da birebir
şekilde karşımıza çıktığına tanık oluyoruz: Aslında bu albümde grubun hiçbir risk
almaması, 2012 ve 2017 yılındaki iki kaydının arasındaki benzerliklere aşina
olan ve hatta bu gidişata adeta bayılan hayranları tarafından öngörülebilen bir
durum. Diğer müzikseverlerin ise artık kanıksadığı bu formül yolu, grubun ilerideki
işlerinde de karşımıza çıkmaya devam edecek gibi.
Yine bu formülün kullanımıyla birlikte ilk albümlerinin
adeta bir “devam filmi” olan kayıt, tıpkı o albüm gibi hepsi birbirine benzeyen
eserlerle dolu. Hatta sosyal medyada bu konunun mizahı bile yapılıyor. Buna
rağmen albüm, ilk kaydın birbirinden başarılı özelliklerini de almayı ihmal
etmediği için kaydın isminin Cry değil de adeta bir Cigarettes After Sex II
(2019) olması gerekiyor. Gonzalez ve arkadaşları, ne yapıp edip yine
şarkılarını ruhumuza işlemeye devam ediyorlar!
Albümün açılışını yapan Don’t Let Me Go, özellikle ilk
dinleyişte bile dinleyiciyi yakalayabilen gitarları ve akıp giden nakaratıyla ön
plana çıkan işlerden biri oluyor. Arka planda tane tane gitar melodilerinin
bezendiği nakaratın büyüsüne kapılmamak elde değil. Buna rağmen, keşke şarkı
sözlerinin üzerine biraz düşülseymiş de demeden edemiyoruz; çünkü adeta
ortaokul seviyesi bir İngilizce ile karşı karşıyayız:
“When I was young, I thought the world of you
You were all that I wanted then
It faded and I never saw you again
But I won’t forget the love we had”
Ardından gelen Kiss It Off Me, yine baslarıyla dikkat çeken
başka bir Cigarettes parçası. “If you're gonna break my heart, this is a good
start” nakaratı ise şarkının ağır temposuna ayak uydururken belli bir süreden
sonra parçanın uzunluğu biraz rahatsız etmeye başlıyor. Aslında, bu durum
albümün geneli için de söylenebilir; minimum 4 dakika olan birçok şarkı kolayca
kırpılabilirmiş. Bu anlamda da ilk albümün de prodüktörü olan Gonzalez’in
burada daha özenli bir işe imza atması beklenebilirdi.
Heavenly, albümden önce yayımlanmasıyla ve bu kayıttan
beklentileri olumlu olarak artırmasıyla hatırlayacağımız bir iş: İlk albüm
hitlerini andıran eser, bas gitarların ve orgun taşıdığı enstrümanların yanında
gitarlarıyla da oldukça akılda kalıcı bir şarkı oluyor. Hatta bu parçadaki
gitar kullanımı, tüm albüme göre net bir şekilde daha “doyurucu” çıkarımı bile
yapılabilir; çünkü farklı riff’ler ve arpejler Gonzalez’in sesiyle buluştuğunda
ortaya inanılmaz huzurlu ve şarkının ismi gibi cennetlik bir tekli çıkıyor. Şu
sözleri de ruhumuza işliyor: “I’m giving you all my love”
Gitarlarıyla hatırlanan başka bir şarkı olan You’re the Only
Good Thing in My Life da albümün dinlenmesi gereken işlerinden biri. Albümün
ilk kısmına göre nispeten daha zayıf tarafı olan ikinci yarısının en değerli
eseri ise hiç şüphesiz Falling In Love oluyor.
Gonzalez’in daha önceki basın açıklamasında ifade ettiği üzere şarkı, grubun 2017 yılındaki ilk albümlerini kaydettiği sırasında yazılmaya
başlanmış: Sanatçı, “aşk ve daha sonra tekrar aşık olmak” hakkında yazıyormuş
ama o sırada bir ilişkisi olmadığından bu eseri de bitirememiş. 2 yıl sonra ise
gerçekten birine aşık olmuş ve kaydı onun motivasyonuyla bitirmiş.
Özetle albüm, grubun ilk işlerine bayılanlar için keyifli
bir devam eseri olsa da genel olarak bakıldığında albümdeki hit seviyesinin
birkaç tık düştüğü oldukça açık.
Bu arada, belirtmeden bitirmeyelim: Grubun
sahnesi ise resmen albüm kayıtları gibi pürüzsüz. Yazımızın başında
değindiğimiz KEXP’ye ait canlı performansını ve siyah-beyaz sinema sekansları
eşliğindeki etkileyici Ancienne Belgique performansını mutlaka tavsiye ederiz.
Umarız ülkemize sürekli gelmeye devam ederler ve bu albümün de üzerine koyup
kendilerini geliştirip risk almaktan çekinmezler!