20 Ağustos 2019




Daima Kalbimizde Hissedeceğimiz Eşsiz Şarkı

Linkin Park- Numb


Kaynak: Wannart





“Grup, albümlerini stüdyoya kaydetmeye girmeden sadece 1 hafta önce bu şarkı ortaya çıktı: Parça, giriş kısmındaki melodinin üzerine hızlı bir şekilde ve neredeyse hiç çaba harcanmadan yaratıldı.”

Meteora (2003) albümünün kitapçığını elinize aldığınızda, Numb hakkında yazılan şu ufak detayı okurken bu şarkının inanılmaz doğal bir eser olduğunu bir kez daha fark ediyorsunuz.

Linkin Park’ın 2000’li yılların başında tüm dünyayı etkisi altına alan ilk 2 albümü ve hatta anlamsızca çok eleştirilmiş 3. albümü, başarılarının sırrını bu doğallığın yarattığı hissiyata borçluydu. Onları dinleyen çoğu müziksever, şarkı sözlerinde ve grubun iki vokalistinin performanslarındaki o doğal duygusallığı hissedebiliyordu. Bu duygu yoğunluğunun yanında grup, teknolojiyle içli dışlı 6 kişi olmalarının da getirisiyle teknik altyapıların da üst düzey olduğu işler çıkarınca o dönem için adeta modern ikonlar olmuşlardı.



Numb ise Linkin Park’ın tartışmasız en başarılı işlerinden biri: Hybrid Theory (2000) başyapıtları sonrası grubun istikrarını sürdürmesinde büyük rol oynayan eser, Meteora’nın en özel parçalarından biri olarak grubun ve “MTV çağının” en akılda kalan birkaç şarkısından biri oldu. O dönemde rekorlar kırarak haftalarca listelerde kalmasından tutun, şu an YouTube’da 1 milyar izlenmeye ulaşan en eski video olması niteliği bile şarkının yaratmış olduğu -jenerasyonlar arası- etkiyi kolayca kanıtlıyor.

Grubun beyni Mike Shinoda, parçanın Meteora’nın son şarkısı olması hakkında ise şunları dile getirmiş:

“Bence, bu albümü bitirmek için güzel bir yol çünkü bu parça, kaydı bir nevi özetliyor: Numb, tipik bir Linkin Park şarkısı gibi ama içinde sadece Meteora’da olan o ruh hali var.”

O ruh hali, özellikle 2000’li yılların başında gelişme çağında olan jenerasyonda inanılmaz bir etki yarattı. Neredeyse koca bir neslin (ve hatta nesillerin) hislerinin tercümanı oldu. Şarkının hemen girişinde bile o serzeniş var:

“I'm tired of being what you want me to be
Feeling so faithless, lost under the surface
I don't know what you're expecting of me
Put under the pressure of walking in your shoes”



Şarkı, ebeveynlerin aşırı yüksek beklentilere sahip olup çocuklarını psikolojik olarak zorlamalarını ve buna karşılık çocukların artık bu duruma katlanamıyor olmalarını anlatıyor. Aslında grup tarafından “şarkının asıl anlamı bu” şeklinde bir açıklama yapılmadı, bu nedenle  parça daha genel bir hissiyatı da ifade ediyor olabilir. Ancak, özellikle o unutulmaz müzik videosundaki kızın (Briana Evigan) da söz konusu durum içinde olmasıyla birlikte bu teorinin büyük ihtimal doğru olduğu söylenebilir.

Klip demişken, yönetmenliğini grubun DJ’i Joe Hahn’ın yaptığını da belirtelim. Ayrıca, klipteki performansın yapıldığı yer ise Prag’daki meşhur St. Vitus Katedrali ve oradaki köprü ise tarihi Prag Karl Köprüsü.


2003 yılında single olarak yayımlanmış olan parça, dünyayı kasıp kavurduğu bir yıl sonrasında ise gelmiş geçmiş en büyük rapper’lardan Jay-Z’nin dikkatini çekmiş ve bu efsane, gruba onlarla beraber çalışmak istediğini belirten bir mail atmış. Bu arada ufak bir not: Mike Shinoda, Linkin Park’ı kurmadan önce henüz 18-19 yaşlarında büyük hayranı olduğu Jay-Z’nin eserlerini The Smashing Pumpkins ve Nine Inch Nails gibi o dönemin en değerli rock gruplarının şarkılarıyla birleştirerek deneysel çalışmalar yapmış. Bu nedenle yıllar sonra kendi grubuna Jay-Z’den gelen maili görünce hiç düşünmeden projeye evet demiş.



Hikayenin sonunu ise gayet iyi biliyorsunuz: 2004 yılında Collision Course EP’sinin çıkışı, o olağanüstü Numb/Encore mash-up’ının single olarak yayınlanışı, MTV’de ve Dream Tv’de günde 50 defa gösterilen efsanevi klibi, Grammy ödülünü eve götürmeleri, hatta o ödül töreninde Paul McCartney tanrısıyla düet yapmaları...

Son olarak, şarkıyı yeterince övdükten sonra şu tarihi bir kez daha hatırlayalım: 20 Temmuz 2017. Bu tarihte, henüz 41 yaşında ve tam 6 çocuk ile kendisine çok aşık bir eşe sahip olan güzel bir adam hayata gözlerini yumdu. Gerçekten de hala inanamıyoruz; çünkü inanılacak gibi değil durum: Chester Bennington, geçmişte korkunç yaralar almış olsa da onu biz hep güler yüzü ve pozitif tavırlarıyla tanımıştık. Ayrıca daha önce detaylı bir şekilde incelediğimiz gibi bu adam, o zamana kadar dinlediğimiz en başarılı vokallerden biriydi!



Yaralar kısmını biraz açmamız gerekirse: 7-13 yaşları arasında, bir adam tarafından cinsel istismara uğrayan Bennington, daha sonra ise bu sebeple sonraki yaşlarında ciddi derecede depresyon ile uyuşturucu ve alkol bağımlılığıyla mücadele etti. Aradığı ilacı müzikte bulan sanatçı, içindeki acıları çığlıklara dönüştürüp milyonlarca insanla da bu duygularını paylaşabilmeyi başarmıştı. Hatta Linkin Park’ın müziğinin başlarındaki o doğal hislerden bahsettiğimizde, o hissiyatın sebeplerinden biri olarak da bu durumun “gerçekliğini” belirtebiliriz. Daha derinden hatırlamak için ise Numb’ın sadece vokal kısımlarına da bakabilirsiniz.

Kariyerlerinin başındaki çoğu Linkin Park şarkı sözü gibi bu parçada da yaşanılan hisler doğal ve gerçekti. Tıpkı Bennington gibi Shinoda’nın ve grubun geri kalanının hisleri de öyleydi. Biz de bu nedenle o hislere şarkılarla ortak olabildik ve hatta kendi hayatımızdaki deneyimlerimizle de özdeşleştirdik. Bu nedenle de onları çok ama çok sevdik. Huzur içinde yat güzel adam, “And I know I may end up failing, too. But I know you were just like me. With someone disappointed in you” sözlerindeki haykırışın daima kulaklarımızda ve kalbimizde olacak!


Kaynak:1, 2, 3, 4.