3 Eylül 2018





20 Yaşında Öldürülen Tartışmalı Müzisyenin Son Albümü

XXXTentacion- ?

8,5/10






98’ doğumlu Amerikalı müzisyen Jahseh Onfroy, adını ilk defa Soundcloud’da duyurdu. 2013 yılında ise sahne adı olarak XXXTentacion’u seçti: Yarı latince olan bu ismin anlamı ise şu şekilde tahmin ediliyor. Piyasada kısaca “X” de denilen genç müzisyen, ilerleyen dönemde Look at Me parçasını da bu siteden yayımlamasıyla birlikte kendi çapında bir hayran kitlesi oluşturmaya başladı. Ürettiği müzik ise özetle Soundcloud Rap olarak adlandırıldı. Hatta bu janrın şurada bir Wiki’si bile var. Daha sonra, esas çıkışını ise Revenge (2017) mixtape’inin ardından ilk stüdyo albümü 17 ile yaptı. X’in alnına dövmesini de yaptırdığı bu eser, Kendrick Lamar’ın bile albümü 5 defa art arda dinlemesine ve şu tweet’i atmasına yol atacak kadar -kısmen- yenilikçiydi: Özellikle de sanatçının, intihar eden model bir arkadaşına yazdığı 2 dakikalık güzellik Jocelyn Flores ve Fuck Love ile birlikte artık X, ana akım piyasanın da bir parçası oldu.


XXXTentacion, ertesi yıl 2018’de ise ikinci albümü ? (Question Mark)’ı hemen yayımlayarak “büyükler liginde” de kalıcı olmak istedi. Ancak, bu eser aynı zamanda onun son stüdyo albümü oldu. Müzisyen, 18 Temmuz 2018’de Florida’daki bir motosiklet dükkanından çıktıktan sonra arabasına gelen 2 maskeli adam tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Henüz 20 yaşında bu denli bir saldırı sonucu yaşamını yitirmesi ise akıllara bir dönemin West Coast ve East Coast mevzusunu getirmiyor değil. Aslında X, 21 yaşında hayatını kaybeden Lil Peep gibi uyuşturucu / ilaç / intihar gibi bir sebeple hayatını yitirse kimse için -maalesef- sürpriz olmayacaktı. Bunun en büyük nedeni ise X’in sürekli depresyon ve intihar gibi karanlık konseptlere sahip şarkı sözleri yazmasıydı. Ancak, ? albümü ile tam da kendi kariyerinde zirve yapmışken sürpriz bir şekilde aramızdan ayrılması birçok müziksever için kırıcı oldu.


            Şunu da belirtmek gerekir ki kendisi, özel hayatıyla da defalarca manşet olmuş biriydi. Bu manşet ise maalesef iyi anlamda değil: Kız arkadaşını sürekli dövdüğü, hatta eve kilitlediği ve birçok defa çeşitli yerlerde ciddi derecedeki kavgalara karıştığı için hayattayken de sürekli tartışmalı bir sanatçıydı. Merak edenler, Ekşi’den konuya pozitif ile negatif bakış açılarına ve hatta şöyle bir de komplo teorisine ulaşabilirler. Ayrıca, kronolojik detayları da Vulture sitesindeki şu çalışmadan ulaşabilirsiniz. Her ne kadar bu kısa hayatında acayip kabarık bir geçmişi olsa da ürettiği müzik ise gerçekten yenilikçi olmaya çalışan bir yapıdaydı. Özellikle, müzisyenin sade olduğu kadar “kirli” beat’lere sahip lo-fi rap türünü ve akustik gitar eşliğinde ağlama ağırlıklı emo-folk türünü harmanlaması etkileyiciydi.


            ? albümü, farklı müzik tarzlarının yine bolca birbirinin içine geçtiği bir XXXTentacion kaydı. Albümün açılışını yapan Introduction (instructions) konuşması ise tıpkı ilk albümün başındaki The Explanation gibi dinleyiciyi esere ısındırıyor. Genç müzisyen, “If you are not open-minded before you listen to this album, open your mind.” diyerek uyarısını yapıyor; çünkü dinleyiciyi bekleyen müzik, 2010’lu yıllarda aşırı şekilde türeyen fazla basit bir ergen trap’i değil. Özellikle, o tarza uygun saç şekillerine ve suratta dövmelere sahip imajı nedeniyle kendisini daha önce dinlememiş birçok müzikseverin ona önyargıyla yaklaşması normal. Ancak X, ilham vericilikten son derece uzak ve depresif şarkı sözlerini bir kenara bırakırsak, sınırları oldukça geniş olan farklı bir sanatçı. Bu albüm de bunun en değerli kanıtı.

            SAD! ve Moonlight parçaları, 3 dakikayı aşmayan süreleri ve birbirinden “yakalayıcı” kafiyeleriyle dinleyicinin aklına kazınmayı daha ilk dinlemede bile başarabilen hitler. Bununla birlikte, sanatçının ölümünden sonra piyasaya sürülen şu video klip ise bu albümün aslında X için bir nevi günah çıkarma ve kendisiyle yüzleşme eseri oluyor. Klipte iki renkli saça sahip 17 albümü dönemindeki depresyon halinin cenazesine bile gidiyor. Daha sonra ise kendisini ilk önce yumruklarıyla, daha sonra ise zihniyle dövüyor. Bu metafor ise müzisyenin artık geçmişteki kabarık hata listesini unutmak istediğini ve değişmeye çalıştığını anlatıyor. Ayrıca, özellikle videodaki altyazılar ise müzisyenin ayrı bir orijinalliği.



            Albümün nispeten düşük tempolu eserleri ise X’in en etkileyici eserleri arasına rahatlıkla girebiliyor: Önceki albümdeki yoğun gitar kullanımını andıran the remedy for a broken heart’ta “I, oh, I, am fallin' for you, fallin' for you” sözü, gerçekten de dinleyicinin içine işleniyor. Bunun yanında, aynı zamanda before I close my eyes da “Before I lay me down to sleep. I pray the Lord my soul to keep. I hope it's not too late for me” dizeleriyle albümün kapanışını yaparken akıllara şu hüzünlü gerçek geliyor: Kendisinin yayımladığı son stüdyo albümünün son şarkısı bu. Sözler de bir anda “haliyle” daha da anlamlı hale geliyor. Bunlarla birlikte bir de aynı tatta changes parçası var ki, sanatçının gerçekten de en başarılı vokal performansı olabilir. Piyano ise albüme tek kelimeyle derinlik katıyor.

            Elektro gitarların parçayı adeta sürüklediği NUMB ise “And every single year. I'm drowning in my tears, I'm drowning in my tears again. I can't seem to forget the pain you seem to give. The pain you seem to give, my friend” nakaratını hayranlarının kalplerinin derin köşelerine yolluyor. Aynı zamanda X, gözünün altına da NUMB yazısını dövme yaptıracak kadar şarkıyı sahiplenmiş. Ayrıca eser, gitarlarıyla Kendrick’in DAMN. albümündeki PRIDE’ı uzaktan da olsa andırıyor. Albümün dikkat çeken başka bir parçası olan Pain = BESTFRIEND ise Blink-182 efsanesi Travis Barker’ı davullarda konuk ediyor. Tarz olarak buram buram hardcore emo-punk kokan eser, X’in farklılığını yine ortaya koyuyor. Tıpkı, daha önce King parçasında da brutal vokal yaptığı gibi.


            Bir başka farklılık ise jazz altyapılarıyla öne çıkan ​infinity (888) parçası oluyor. Özellikle, buraya konuk olan Joey Bada$$’in flow’ları parçayı size tekrar tekrar dinlettirebiliyor. Albümün en ilginç işi ise kuşkusuz I don't even speak spanish lol, nedenini ifade etmemize bile gerek yok; şarkının adı yeterli. İspanyolcanın “döktürüldüğü” bu pozitif enerji dolu parça, J Balvin tarzı Güney Amerika Pop’unun oldukça enteresan bir örneği oluyor. Tam olarak 18 şarkı barındıran bu bir nevi duble albüm, sanatçının genç yaşındaki yeteneğini ve ufkunun açıklığını bize kanıtlıyor. Ancak o aramızdan ayrılsa bile; tartışmalı kişiliği, ilk kayıtları ve tabii ki bu yenilikçi albümüyle daima hatırlanacak!
           

Kaynak: 1.