3 Eylül 2018

Drake- Scorpion





Sadece Bir Pazarlama Harikası Mı Yoksa Daha Fazlası Mı?

Drake- Scorpion

6/10





      
      An itibariyle popüler müziğin Everest’indeki birkaç isimden biri olan Kanadalı sanatçı Aubrey Drake Graham, yayımladığı 4 stüdyo albümüyle tüm dünyaya kendini kanıtlamış bir isim. Drake’i muadillerinden farklı kılan ise onun sıradan bir rapçi olmaması: Kendisi, hem flow’ları acayip derecede özgün ve yaratıcı bir rap sanatçısı, hem de auto-tune denilen muazzam (!) icat sayesinde de Hold On,We’re Going Home, Hotline Bling ve One Dance gibi tamamen r&b / pop olan devasa hitlere sahip naif sesli bir şarkıcı. Yayımladığı her albümle ya da single’la dünya müzik listelerini adeta avucunun içine alan sanatçı, sayısız 1 numaralı hitinin ona sağladığı ticari gelirlerin devamı için de haliyle sürekli eser üretiyor. Özellikle, çok başarılı ilk üç stüdyo albümü sonrasında, If You're Reading This It's Too Late (2015), What a Time to Be Alive (2015), Views (2016) ve More Life (2017) gibi art arda kayıtlar yayımladı. Üstelik bu albümlerin dışında hem single olsun hem de düet olsun bir sürü şarkı çıkardı. 2018 yılında ise müzisyen, piyasayı sallamaya duble albümüyle devam ediyor: Scorpion.


            “Önemli olan nicelik değil niteliktir.” savını hem doğrulayan hem de yalanlayan bir durumla karşı karşıyayız. Sonuçta, müzik piyasası da albümleriyle, merchandise’larıyla ve konserleriyle endüstriyel bir pazar. Bu pazarın da bir alıcısı ve satıcısı var. Ekonominin de temel ögelerinden olan arz ve talep ilişkisi doğrultusunda da sanatçımız, talep fazla olduğundan sürekli bir üretim içinde. Ancak, popüler müzikteki tüketim genelde içi boş ve günü kurtarmaya yönelik olduğundan, zamanın ötesindeki şarkılar buralarda pek çıkamıyor. Drake, ilk albümleri sonrasında sürekli minimum 14-15 parçası olan üçer dakikalık ve birçoğu amiyane tabirle boş olan kayıtlar yayınlıyor. Bunlardan birkaçı, dünya listelerini silip süpürünce de günü enfes bir şekilde kurtarıyor. Buna karşılık, Kanye West ise 2018’de tam 5 tane 7 parçalık proje üretti. Ancak bunların hepsi elbette harika değil; esas olan, “albüm” kavramının niteliğini ve bütünlüğünü korumak, hepsi bu.


            Drake, yetenek olarak belki de gerçekten de gelmiş geçmiş en büyük müzisyenlerden biri. Özellikle, şurada da incelediğimiz enteresan detaylara sahip hayatını dinleyiciye bütün duygularıyla yansıtmayı bilen bir sanatçı. Ancak, Scorpion albümünün tam 25 parçaya sahip olması, daha albümü dinlemeyen müzikseverlerin bile ilk başta çok bir beklenti içine girmemelerini sağlıyor. Parça fazlalığı, buradaki temel sorun değil; esas sıkıntı, Drake’in durmak bilmeden sürekli şarkı üretmesi. Bu nedenle de şarkı sözlerinde ve beat’lerde bir özensizlik durumu da ister istemez ortaya çıkıyor. Örneğin, bir önceki albümünü 5 yıl önce yapıp ve şimdi de duble bir albüm yayımlamış olsa, doğal olarak da şu düşünülebilir: “Bu kadar zaman sonrası içinde birikmiş duygularını dinleyicisi ile paylaşıyor.” Ancak Scorpion’un zamanlaması ve niteliği, tamamiyle ticari kaygılardan kaynaklandığı belli.


            Spotify’ın şu görselde de hatırlayabileceğimiz gibi neredeyse “bütün” listelerine Drake fotoğrafları ve parçaları koyması, bu albümün bir pazarlama harikası olduğunun ufak bir kanıtı. Bunun yanında, Apple Music için de yapılan sayısız reklamın yanı sıra, albümün editör notuna şu yazının konması ve yarattığı hype da buna bir örnek. Ayrıca Google reklamlarında da denk geldiğimiz sayısız Scorpion görseli de bunun ayrı bir parçası. Bu pazarlama stratejileri sonrası ise albüm çıktığı gün, birden fazla platformda en çok dinlenen ilk albüm olarak da rekor kırdı. Ayrıca, Billboard listelerinde de The Beatles’ın 54 yıllık rekorunu kırıp ilk 10’u tam 7 parça ile domine etmeyi başardı. Ancak Drake, yeteneği tartışılmaz bir müzisyen olsa da bütün reklam kampanyalarının bu kadar abartılı olması, ona karşı ister istemez bir antipati yaratıyor. Albümünün şuradaki Wikipedia’sında bile kendine yer bulacak kadar dikkat çeken reklam aşırılığı, müzik “tüketicisini” rahatsız ediyor.


            Albüm, sadece bir pazarlama harikası mı yoksa daha fazlası mı? Bunun kesin cevabını bize zaman gösterecek ancak birkaç önemli noktaya değinmemiz gerek: Özetle albüm, şu Vulture incelemesinde değinildiği gibi, Drake’in müziğinin üzerine çok fazla koyamadığı, ancak sağlam birkaç parçaya sahip bir eser. Özellikle albümün ilk iki single’ı, genele bakıldığında da kaydın en başarılı eserleri arasında: Enfes düşünülmüş viral klibiyle ve özellikle “Bad things. It's a lot of bad things. That they wishin' and wishin' and wishin' on me.” bölümüyle God’s Plan, dinleyicisini adeta yakalayan bir hit. Nice For What da bol bol ünlü kadına rastladığımız videosuyla etkileyiciliği daha da artan bir parça. Ayrıca parçanın prodüksiyonu da altyapısı olsun, sonlarına doğru olan orijinalliği olsun oldukça başarılı.


            25 parçanın A ve B kısmı olarak ikiye ayrıldığı albüm, A kısmında daha çok rap ağırlıklı; B kısmında ise r&b / pop odaklı ufak bir farklılığa sahip. Aranjman ve şarkı kalitesi olarak ise genel anlamda ifade etmek gerekirse ilk kısmın ikincisine göre çok daha üstün olduğu bir gerçek. Albümün acayip beat’lere sahip açılışı olan Survival, Mariah Carey sample’ının fazla ön plana çıkmasına rağmen sağlam rap performansıyla Emotionless, diss’leri ile çok konuşulan I’m Upset, farklı prodüksiyonuyla akılda kalan Mob Ties ve nakaratsız olmasına rağmen “verse” kısımları açısından en etkileyici eser Sandra’s Rose burada. Ayrıca “You know what i’m sayin?” sözünü hafızamıza kazıyan Jay-Z destekli Talk Up da bu kısımda. B tarafında ise huzurlu yapısıyla Finesse, “Kiki do you love me? Are you riding?” ile başlayan nakaratıyla 2018 yazının hitlerinden In My Feelings ve başarılı müzik eleştirmeni Anthony Fantano’nun da şu videosunda eleştirdiği üzere “sırf Michael Jackson düeti yapmış olmak için” ölümünden önceki demo kayıtlarıyla yapılan Don’t Matter to Me burada. Genel olarak ise Drake hayranlarının seveceği; ancak ona bayılmayanların da fikirlerini değiştirmeyeceği bir albüm bu!

Kaynak: 1, 2.