18 Nisan 2018





Kurt Cobain'in Vedasından 1 Yıl Önceyi Anlatan Nirvana Albümü

Nirvana- In Utero

9/10






     
       5 Nisan 1994’te yaşamına son veren Nirvana lideri Kurt Cobain, henüz 27 yaşında verdiği bu kararın öncesinde o an dünyanın zirvesinde olan bir rock yıldızıydı. Nirvana trio’su, ilk kayıtları Bleach (1989) sonrasında müzik tarihini değiştiren şaheserleri Nevermind (1991) ile birlikte grunge akımını zirveye taşımıştı. Rolling Stone’a göre gelmiş geçmiş en iyi 17. albüm olan bu eser sonrası grubun gidişatı da merak ediliyordu. Bütün dünya tarafından -haliyle- beklenti içine sokulan grup, üçüncü stüdyo albümleri In Utero’yu 1993 yılında yayımladı. Aslında albüm ismi, I Hate Myself and Want to Die olacaktı; ancak grup isimdeki iğnelemenin anlaşılamayacağını düşünüp değiştirdi.


            Bu albüm ile grup, popülaritesiyle tavan yapmış ve rekor üstüne rekor kırmış Nevermind albümündeki sound’u tam anlamıyla devam ettirmiyor. Garbage’ın davulcusu olarak da tanınan Butch Vig prodüktörlüğünde efsaneleşen o albümün devamında da grup ters köşe yaparak Steve Albini ile çalışıyor. Albini, çoğunlukla alternatif / noise rock devi Pixies ile yaptığı çalışmalardan bilinen bir isim. Şuradaki röportajda da ifade edildiği üzere, Nirvana da dönemindeki çoğu büyük grup gibi bir Pixies hayranı. Bu sonuçlara bakıldığında, albümün noise, alternatif ve garage rock gibi gitarlarda aşırı özgür ve dağınık distortion efektlerinin olduğunu söyleyebiliriz.


            1993 Şubat’ında sadece 2 haftalık bir sürede bir evde kaydedilen albüm, özellikle bu hızlı hücum kayıt ve seslerin stüdyodan daha doğal gelmesi hususlarında çok hassas. Grubun o zamanki davulcusu ve şu anki Foo Fighters lideri Dave Grohl da şurada bu konuyu çok içtenlikle dile getiriyor. Albüm, piyasaya çıktığında genel olarak çok olumlu eleştiriler alsa da In Utero’nun Nevermind seviyesinde enerjik ve popüler grunge hitleri barındırmadığını söyleyen bir kesim de mevcut. Ne olursa olsun, grubun üçüncü albümleriyle yaptığı bu cesurca hamle her müzik topluluğunun başarabileceği bir durum değil: Nirvana, bu albümdeki müzik tarzıyla da zirvede kalmayı başarıyor.


            Heart-Shaped Box, albümün en özel işlerinden biri kuşkusuz. Aynı zamanda ilk single olan parça, özellikle sözlerindeki ince detaylar ve Cobain’in nakaratlardaki vokal çıkışlarıyla fark yaratıyor. Bu arada ilginç bir detay daha: Cobain, albümdeki bütün vokallerini sadece 6 saatte kaydetmiş. Parçaya dönecek olursak sanatçı, “She eyes me like a Pisces when I am weak.” ile balık burcu olduğunu vurgulayarak astroloji ile yakından ilgili rock yıldızı eşi Courtney Love’a bir gönderme yapıyor. “I've been locked inside your heart-shaped box for weeks.” gibi sözlerle de aslında daha sonra burada da belirtildiği gibi aslında şarkının adının Cobain ve Love arasındaki cinsel ilişkiye gönderme olduğu ifade ediliyor.

            Rape Me, Cobain’in de açıkça değindiği üzere tamamen bir “Tecavüz karşıtlığı” şarkısı. Çok tartışılan sözlerinin yanında, parçanın gitar riff’lerinin de grubun en büyük hiti Smells Like Teen Spirit’e göz kırpması dikkatlerden kaçmıyor. Sade yapısıyla dinleyenleri adeta yakalayan parça, albümün de en iyilerinden oluyor. Dumb ise gerçekten de oldukça açık ve optimist (!) şarkı sözleriyle daha ilk saniyesinden dinleyiciyi etkileyen bir eser. Keşke bu şarkının sözlerinin hepsini buraya kopyala-yapıştır yapabilsek! Özellikle grubun efsanevi New York konserinde parça, akustik olarak da ayrı bir değerli.


            Pennyroyal Tea ise Cobain’in bestesini tam 30 saniyede yaptığı, sözlerini ise 30 dakikada yazdığı hızlı bir güzellik. Albümün en başarılı parçalarından olan şarkı, “Give me a Leonard Cohen afterworld. So I can sigh eternally.” gibi sözlerle akıllara kazınıyor. Cobain, şurada depresif ya da hasta olduğu zamanlar -ironik bir şekilde- Cohen dinlemeyi sevdiğini söylüyor. Bir başka ön plana çıkan şarkı, Radio Friendly Unit Shifter ise isminden de anlaşılabileceği gibi hedefine medyayı almış bir eser. “What is wrong with me” nakaratı ise parçayı bir üst seviyeye taşıyan sade ama etkili bir unsur.


            Albümün kapanışını yapan All Apologies, Cobain’in eşi Love ve kızları Frances Bean Cobain'e ithaf ettiği özel bir parça. Özellikle sözleri ve verse’lerdeki vokal kullanımlarındaki iniş-çıkışlarda dikkat çeken parça, kayda olabilecek en başarılı kapanışlardan birini yapıyor. Genel olarak ise albüm, her zamanki gibi şarkı sözleri ve bestelerin yüzde 90’ında Kurt Cobain imzası olan bir iş. Sanatçının, albüm yayımlandıktan 6 ay gibi bir sürenin ardından intihar etmesi ise bu eseri ayrı bir önemli kılıyor. Her anlamda sadece “istediklerini” özgürce gerçekleştirebildikleri için grubun da en doğal sound’lu ve özgür albümü bu. Tabii ki en önemlisi ise kayıt, sözleriyle ve hissiyatıyla Cobain’in vedasından 1 yıl önceyi anlatan bir sanat eseri. Dinleyin ve Cobain’i en özgür şekilde anın!

Kaynak: 1, 2.