24 Mart 2018






Yalnız Gecelerinize Dost Olan Bir Albüm

Yüzyüzeyken Konuşuruz- Akustik Travma

7,5/10






2011 yılında 92 doğumlu şarkı yazarı Kaan Boşnak tarafından akustik bir müzik projesi olarak çıkan Yüzyüzeyken Konuşuruz, parçalarının internette viral olmasıyla tanınmaya başlandı. Daha sonra Boşnak’ın yanına gitarist Engin Sevik’in de katılımıyla grup statüsünü alan Yüzyüzeyken Konuşuruz, şu an ise bas gitarda Can Tunaboylu ve davulda Can Kalyoncu ile birlikte artık ülkenin sayılı topluluklarından biri: Grup, yer yer psychedelic anlar da içeren indie-folk temalı ilk albümleri Evdekilere Selam (2013) sayesinde çıkış yaptı. En önemli özellikleri ise bu ülke için fazla orijinal olan şarkı sözleriydi. Ertesi yıl gelen ikinci kayıt Otoban Sıcağı’nda ise –çoğu yeni grubun sonraki albümlerinde yaptığı gibi pop’a yönelmeyip- daha deneysel işlere giren topluluk, kemik kitlesini daha da genişletti.


Grup, üçüncü albümleri Akustik Travma (2018) ile kaydın başından sonuna kadar büyük yer kaplayan synth’lerle birlikte daha elektronik bir yola giriyor. Aslında bu yol, Büyük Ev Ablukada’nın ilk başta Ay Şuram Ağrıyo adı altında akustik konserler verdikten sonra synth bazlı elektronik art-pop’a yönelen Fırtınayt projesine çok benzer bir evrim. Hedef kitlesi benzer olan bu iki grup, birbirlerini bu anlamda tamamlıyor gibi. Bunun dışında, Yüzyüzeyken’in bu kaydının adına ilk başta kanıp daha slow bir albüm bekleyebilirsiniz; ancak “Akustik Travma” terimi, genellikle yüksek desibel gürültüye maruz kalmayla oluşan bir çeşit iç kulak yaralanmasıymış.


Albümün öne çıkan parçalarına geçmeden önce şunu söyleyelim: Parçaların neredeyse tamamı, grubun 2017 çıkışlı hit single’ı Ne Farkeder’i andırıyor. Yoğun elektronik altyapılar ve önceki albümlerinde sıkça görülen lead gitar riff’lerini bir arada kullanan şarkı, Boşnak’ın eskiye göre de hafif arabeskimsi vokalleriyle kendine özgü bir tat yakalamıştı. Bu albümde ise parçaya göre sadece gitar kullanımları azalıyor. Geri kalan unsurların çoğu benzer. Aslında gitarların etkin olması, Yüzyüzeyken’in müzik karakterinin önemli bir parçasıydı; ancak grup, kendi evrimlerine farklı yollardan devam ediyor. Bunun muazzam örneklerinden biri olan Sandal, albümün en başarılı işlerinden biri: Synthpop’un etkilerinden biri olarak kaydın genelinde de olan o 90’ları andıran retro hava, özellikle bu şarkıya çok yakışıyor. “Yollar aştım geldim. Kuyulara düştüm kendim. Tırmandım parmaklarımla. Kirlensin tırnaklarım da” nakaratıyla da parça çok ön plana çıkıyor.


Bodrum, grubun şarkı sözleri açısından ilk zamanlarını hatırlatan parçalardan biri: Daha önce bahsettiğimiz gibi, Yüzyüzeyken’i farklı kılan, o doğal ve samimi şarkı sözlerinin ön planda tutulmasıydı. Böylece grup, kendi Facebook’unda da ifade ettiği üzere “şehirli bir lirik müzik grubu”ydu. Ancak özellikle bu albümle, grubun artık 4 kişi olmasının da getirisiyle, sözden çok bestelerin ön plana çıktığını görüyoruz. Bu parça ise “Şehre yeni geldim dün akşam. Kararım var rakıyı bırakcam. Yaramıyorsa içmicen başkan. Yamuluyorsan içmicen başkan.” gibi dizelerle, albümdeki diğer şarkı sözlerine göre daha akılda kalıcı bir yapıda.


Sözleriyle iz bırakan bir diğer parça olan 2013 ise Gezi’ye selam çakarak o yılın birçoğumuz için unutulmaması gerektiğini ifade ediyor: “Sanki çocuk 15’inde vurulmadı. Unutup gülebilelim” ve “Filler unuttu analar unutmadı. Ama nasıl unutabilir.” gibi sözlerle şarkı, doğrudan  kalplerimize kazınıyor.  Bunun dışında, albümün açılışını yapan Kadıköy Kızı, genel olarak bu kaydın özeti gibi: Altyapıları ve düzenlemesiyle, ardından gelen diğer parçaların da bu karakterde olacağı hakkında bize fikir veriyor. Aslında, bu olumlu bir durum çünkü şarkıların belli bir bütünlüğü var; ancak albümün ortalarında bu durum biraz sıradanlaşmaya başlıyor. Parçaların hepsi birbirine çok yakın. Albümün olumsuz yönlerinden biri bu.  Bir diğer ilginç yönü ise Boşnak’ın Dinle Beni Bi’ ve Onlar da Yansın parçaları başta olmak üzere sergilediği ve r’lere fazla bastırarak yaptığı arabeske kaçan vokal performansı. Bunlar dışında, genel olarak synth ağırlıklı retro yapısıyla bir bütünlüğe sahip olan bir albüm bu. Hatta bu yüzden Akustik Travma, gece yalnız dinlendiğinde size dost da olabilen bir albüm. Yaramıyorsa içmicen başkan!