Fikret Kızılok'un Film Senaryosu Gibi Hayat Hikayesi
Kaynak: Wannart
1946 yılında İstanbul’da doğan
Kızılok, müzikle ilk defa Galatasaray Lisesi'nin ilkokul kısmında tanıştı. Evden
okula giderken gördüğü ve annesine alması için çok ısrar ettiği kırmızı bir akordeonu,
10. doğum gününün gecesinde yorganının altında bulmasıyla birlikte belki de
hayatı değişti. Lise yıllarında ise Elvis Presley'den etkilenerek eline gitarı
aldı. Tesadüf bu ya, ilk gitarı da tıpkı akordeonu gibi kırmızıydı.
Okulunun üst sınıflarında okuyan
Barış Manço ile Timur Selçuk ise Kızılok’u cesaretlendiren ilk kişiler oldu. Kariyerinin
ise ilk yıllarında, Mazhar Alanson’un gruba ara vermesiyle birlikte Barış Manço
ve Kaygısızlar'la birlikte çalıştı. İkilini yolları ise Kızılok’un Barış
Manço'nun ilk eşi Marie Claude ile birlikte olmasıyla ayrıldı: Manço ile Claude
henüz 47 gündür evlilerdi. Ancak Claude, eşini Kızılok ile aldatınca Barış
Manço da bu yeni evliliğine sessiz sedasız nokta koydu. Çift, olaydan 6 ay
sonra boşandı.
Kızılok, kariyerinin başlarında müzik
tarzının oluşmasında Presley’nin yanında The Beatles'tan da fazlasıyla
etkilenmişti: Solo olarak, grubun All My Loving şarkısının Türkçe aranjmanı
olan Sevgilim’i yayımlamıştı. Aynı zamanda Cahit Oben 4'lüsü topluluğunda iken
kendilerini "daha ziyade Beatles tipi müzik yapan bir grup" olarak
tanımlamışlar ve bir The Beatles şarkısı I Wanna Be Your Man'i de yorumlamışlardı.
Kızılok’un en büyük yerli ilham
kaynağı ise şüphesiz Aşık Veysel’di. Kendisi ile bir usta-çırak ilişkisine
sahip olmuştu: Mahalleden arkadaşı Arda Uskan ile çıktığı bir yolculukta Aşık
Veysel ile tanışmasının ardından 1969'da büyük üstadın Uzun İnce Bir Yoldayım türküsünü yeniden düzenleyip 45’lik olarak yayımladı. Daha sonra, Kasım 1969'da
yine Aşık Veysel'in yanına Sivrialan'a gitti. Aşırı kar yağışı yolları
kapayınca 3 ay ustasının yanında kaldı. Bu tecrübenin ardından, dönüşte ise
ondan şarkı sözlerini aldığı Yumma Gözün Kör Gibi ve Yağmur Olsam eserlerini çıkarıp çok başarılı oldu. Aşık Veysel 1973’te hayatını
kaybettiğinde ise cenaze töreninde ''Ustam öldü, toprak oldu. Ustamın
parmaklarına değen bu sazın da toprak olması gerekir. Artık ona can veren
parmaklar yok'' diyerek sazını kırdı ve bir süreliğine müziğe ara verdi: Müzisyenliğinin
yanında İstanbul Diş Hekimliği Yüksekokulu'nu bitirmiş bir diş hekimi olan
Kızılok, kendini bir süre bu mesleğe verdi.
Siyasi görüşünü, "Ben,
Marksist’in daha ötesinde bir komünistim" diyerek tanımlayan sanatçı, ilerleyen
dönemlerde birçok siyasi içerikli işe imza attı: Müzisyen, daha önce 1975
yılında Uğur Mumcu'nun yazdığı Sesleniş yazısını 10 bölümde inceleyip senfonik
şiir olarak bestelemişti. Bu çalışma daha sonra 1996'da Vurulduk Ey Halkım
adıyla albüm haline getirildi. Ardından, 1977 çıkışlı Not Defterimden albümünde
sanatçı, deneysel çalışmalar yaptı: Atonal bir altyapı üzerine Nazım Hikmet
şiirlerini koydu ve kendi deyimiyle "şarkıcılığı değil, müzisyenliği”
denedi. Ancak dönemin siyasi ortamında bu çalışma fazla ortalarda gözükemedi.
Plak çıktıktan kısa bir süre sonra toplatıldı. Plağın toplatılması ise onu oldukça
etkiledi ve Kızılok, müziğe bir kez daha ara verdi. 1998'de ise Mustafa Kemal
Atatürk'ümüzün hayatını Atatürk'ün ağzından anlattığı, araştırmalarını, metin
yazarlığını, söz ve bestelerini tamamen kendisinin yaptığı veda albümü Mustafa
Kemal - Bir Devrimcinin Güncesi ile destansı bir eser meydana getirdi.
Sanatçı, 80'lerin başında ise Bülent
Ortaçgil ile tanıştı. İkili Çekirdek Sanatevi projesine başladı ve burada 3
albüm yayımladı. Hatta bu albümlerden birinde olan Olmasın Varsın parçasının
sözleri, aynı zamanda bir şair olan Bülent Ecevit’in şiirinden alınmıştı. Bu
projede Türkiye'deki alternatif müzik icra eden müzisyenler konserler verip
kayıtlar çıkarıyorlardı. Para amacı gütmeyen bu projede, birçok sanatçı ilk
sahne deneyimlerini yaşattılar. Bu sanatçılar içinde Erkan Oğur, Yeni Türkü ve
Ezginin Günlüğü gibi birçok değerli müzisyen vardı.
Kızılok, kendi hitlerinin yanında
aynı zamanda birçok sanatçının eserlerinde katkıda bulundu: 1995'te Fuat Güner
ile meşhur MFÖ hiti Sakın Gelme şarkısının sözlerini yazdı. 2001'de ise Sertab
Erener'e Oysa ve Kumsalda şarkılarını verdi: Erener, Kumsalda’yı albümün ilk
klip parçası yaptı ve şarkı çok başarılı oldu. Parçanın orijinal demosu ise
Kızılok’un Plage Egoiste isimli Fransızca bir eseriydi. Aynı yılın temmuz
ayında Bodrum’da sanatçı, 2. defa kalp krizi geçirdi. İstanbul'a getirilen
Kızılok'un durumu bir süre düzeldi. Onu ölümden kurtaran hemşire için ise eylül
ayında vefat etmeden önce son bir şiir yazdı.
Böylelikle, sanatçının film senaryolarını
aratmayan hayatına kısmen de olsa göz attığımızda anlıyoruz ki, ruhumuza işleyen
parçalarının ardında çok farklı hikayeler saklı. Modern halk ozanımızın bu eserleri
ise her zaman onun gibi ölümsüz kalacak!
Kaynak: Wiki, Türk Nostalji & Cnn Türk