6 Mart 2014



Beklentileri Karşılayan Bir Dönüş

Kings of Leon- "Mechanical Bull"

7,5/10




Tennessee’li Followill kardeşler ve kuzenleri, 1999’dan beri müzik yapmalarına rağmen uzun yıllar piyasada çok fazla ön planda olamamış, kendi hallerinde takılan, southern rock ve blues esintileri taşıyan ortalama bir indie grup görüntüsündeydi. Ancak 2008’de çıkardıkları dördüncü albümleri “Only by the Night” ile resmen bir anda ortalığı kasıp kavurdular. Albümün ilk iki single’ı “Sex on Fire” ve “Use Somebody” sadece ABD’de değil, dünya çapında birer modern rock hiti oldular, bu parçalar sayesinde grup ününe ün kattı ve çok daha ciddi festivallerde, projelerde yer almaya başladı, ayrıca sayısız ödül kazandı: Özellikle sadece “Use Somebody”, 52. Grammy Ödülleri’nde “yılın kaydı” da dahil olmak üzere 3 ödülün sahibi oldu.




“Only by the Night”ın kitlesel başarısından iki yıl sonra grup, 5. albüm “Come Around Sundown”ı piyasaya sürdü. Albüm, genel olarak piyasadaki ortalamanın yine çok üstünde bir rock albümüydü; ancak o kadar başarılı bir 4. albüm yapmışlardı ki sonrasında gelen bu kayıt, haliyle büyük olan beklentileri maalesef karşılayamadı. Akılda ise sadece “Pyro” ve “Radioactive” gibi kaliteli Kings of Leon singleları kalabildi.

           Followiller, bu hayal kırıklığını lehlerine çok akıllı bir şekilde çevirip kayıt süreçlerine 3 yıllık bir ara verdikten sonra, tam olarak hazır bir şekilde, 6. albümleri “Mechanical Bull”u müzikseverlerin beğenisine sundu. Çoğunlukla konser turneleri ve festivallerle meşgul oldukları, ara verdikleri bu dönem, grubun müzikalitesine gayet olumlu bir şekilde yansımış olacak ki bu sefer onlardan beklentileri karşılayabilen bir albüm ortaya çıkmış. Özellikle parçaların besteleri ve düzenlemeleri, önceki albümlerine göre oldukça kaliteli olmuş, bilinçli şekilde yapılmış. Bu kıyaslamaya örnek olarak “Only by the Night”ta bile fazlasıyla hissedilebilen o gereksiz orta tempo şarkıların -vokalin sesinin ve davulun ağır ağır ilerlediği bir yapının- Kings of Leon’un müzik anlayışıyla çok da fazla örtüşmediği gösterilebilir. Ki bunun sonucunda da, yani belli bir tempoda olan parçaların fazlalığı da bu albümün kalitesini oldukça artırıyor. Tabii ki grup sadece bu tarz şarkılara imza atmamalı; ama özellikle bu albüm gibi düzenlemelerin ve enstrüman kayıtlarının temiz yapıldığı tempolu parçalardan oluşan albümler yapmak, (Mesela The Black Keys’in son iki albümü) grubun başarılarını rahatlıkla artırabilir.


“Mechanical Bull”daki bütün parçalar kendi içlerinde ayrı bir hikaye, art arda birçok kez sıkılmadan dinlenilebilecek ortalama üstü bir albümü oluşturuyor. Yine de bu parçaların içinden de ayrı bir şekilde ilk dinlenişte dikkat çeken eserler var: Aynı zamanda albümün singleları olarak da piyasaya sürülenler; albümün de ilk şarkısı, sözleriyle dikkat çeken melodik yapılı hit “Supersoaker”, defalarca kendini dinletebilecek naiflikte olan “Wait for Me” ve yine kaliteli bir parça olan 3. single “Temple” başı çekiyorlar.


Birbirinden çok fazla ayrı ayrı incelenemeyecek nitelikte şarkılara sahip bu albüm. Gerçi tabii kimilerine fazla monoton da gelebilir bir nitelik bu. Ancak grubun, bu parçaların arasında olmayı fazlasıyla hak eden, en azından bonus şarkılarda yer alsaydı ya da belki de albüm keşke onunla bitirilseydi dedirten duygusal bir akustik balladları var: “Last Mile Home- Acoustic Version”. Grubun tarzında duymaya da alıştığımız bir parça da değil aslında, daha çok The Tallest Man on Earth ya da hatta Eddie Vedder tadında bir eser. Şarkı, normal versiyonuyla albümün deluxe setinde kendine yer buluyor; ancak gerçekten de akustik versiyonu bambaşka. Ve bu versiyon ise, iki dalda Oscar’a aday gösterilmiş izlemesi çok zevkli bir aile filmi olan “August: Osage County” nin sonunda çalmış ve film müziği albümünde kendine yer bulmuş.

Genel olarak çok da iyi eleştiriler alan bu albüm, 2013 yılında ABD’den çıkmış en iyi işlerden biri olarak gösterilebilir; ama yılın sonunda onlardan beklenildiği gibi ödülleri toplaya-mamasından da anlaşılabileceği üzere grubun standartları için çok da harika bir albüm değil. Ya da belki de birçok müzikseverin de katıldığı üzere Kings of Leon, Amerika’nın İngiltere sahnesini azcık da olsa yakalamak için “şişirip” alternatif rock piyasasına sunduğu başka bir proje. Bunun sonucunda da beklentileri karşılayamamak normal; yine de ne olursa olsun gitar müziğinin gittikçe azalarak bittiği ve eski değerini kaybettiği günümüzde, “Mechanical Bull” un ortalamanın kesinlikle çok da üstünde bir albüm olduğu kabul edilebilir.