18 Haziran 2018






Enerjisiyle Ruhumuzu Dirilten Bir Albüm

Mor ve Ötesi- Masumiyetin Ziyan Olmaz

8/10




       
     Mor ve Ötesi, bu topraklardan çıkan en büyük müzik topluluklarından biri. Her ne kadar çok fark edilmese de 1995 yılında kurulan bu grup, tam 20 yılı aşkın bir süredir hayatımızda! Asıl başarı ise bu süreçte grubun müzik piyasasındaki istikarı: Bu dörtlü, birçok jenerasyonu derinden etkileyecek kadar uzun süredir kaliteli müzik üretiyor. İlk kayıtları olan Şehir (1996) albümünden itibaren durmadan üzerine koyan grup, 2004 yılında ise Türkçe sözlü Rock müziğin başyapıtlarından Dünya Yalan Söylüyor’u yayımladı. Ardından, yıllarca başarılarını devam ettirdi. Deli ile 7. olduğu 2008’deki Eurovision şovundan sonra ise grup, aynı yıl çıkan Başıbozuk derlemesinin ardından ilk stüdyo albümü olan Masumiyetin Ziyan Olmaz’ı 2010 yılında piyasaya sürdü.


            Albüm, şarkıların besteleri olsun düzenlemeleri olsun acayip derecede özenle kaydedilmiş bir eser. Bunu kaydı dinlediğiniz her saniye fark edebiliyorsunuz. Her zamanki gibi efsane müzik adamı Tarkan Gözübüyük prodüktörlüğündeki grup, ayrıca mix ve mastering gibi ince işleri de Londra ve Los Angeles gibi müziğin beşiği olan yerlerde kaydetmiş. Her şeyin ötesinde, grubun şarkı yazarlığı ise formundan hiçbir ilham kaybetmemiş: Özellikle Kerem Özyeğen’in gitar riff’lerinin alıp götürdüğü birçok parça var. Ayrıca Kerem Kabadayı’nın da davul atakları da albümün genelindeki yüksek enerjiye paralel olarak şarkıları ayrı bir zenginleştiriyor.


Albümdeki şarkı sözleri ise her zamanki Mor ve Ötesi güzellikleri gibi: Doğrudan da olsa dolaylı da olsa içlerinde her zaman gizlenmiş bir mesaj var. Ancak bu kayıtta, siyasi anlamda hedefini 12’den vuran birçok eser dikkat çekiyor: Festus, isminden de anlaşıldığı üzere şurada hatırlayacağımız “talihsiz” bir Nijeryalı olan Festus Okey’in öldürülmesini anlatıyor. Şarkı, “Kim miyim? Emniyette bir zenci. Yaşar mıyım? Şansım yüzde elli.” gibi sözlerle ve “Beyoğlu artık güvenli. Lacivert ordu beni de yendi. Sordum onları ne gerdi? Farklı olanlar onların derdi.” nakaratıyla dinleyiciyi avucunun içine alıyor. Grubun vokali Harun Tekin ise şu röportajında olayı sadece Festus’a indirgemeyip tümevarılması gerektiğini söylüyor.


Sözleriyle vuran başka bir parça Nakba ise anlamı bilindiğinde çok daha etkileyici: Türkçe’ye Talihsizlik Günü olarak çevrilen bu gün İsrail’in bayramını ve Filistin’in felaketini konu alıyor. Burada inceleyebileceğiniz Nakba terimi, grubun “Kutlayanım var ağlayanım da. Bak sana bayram bana bomba.” gibi sözleriyle aklınızdan çıkmayacak bir kelime oluyor. Albümün akıllara kazınan başka bir parçası olan Sor, özellikle harika gitarlarıyla ve sonlara doğru olan evrimiyle bu albümün Dünya Yalan Söylüyor’daki işlere en çok benzeyen eserlerinden biri. Ünlü aktris Janset’li klibiyle de ince çalışılmış bir eser bu. Ayrıca bu klip ve albümün başka bir güzelliği olan Araf’ın videosu arasındaki bağlantı da ayrı bir detay. Bu şarkı ise daha ilk saniyesinden itibaren kendini sevdiren MvÖ hitlerinden biri.


Albümün hitleri ise sadece bu kadar değil: Grubun en underrated işlerinden olan Camgezer, zaman içinde dinleyicinin de kalbinde büyüyen bir eser. Şuradaki Ekşi entry’sinde ifade edildiği gibi arılarla bir şekilde bağlantısı olan parça, temposuyla da adeta akıp gidiyor. Tekin’in vokalleri ise iniş-çıkışlarıyla parçayı gerçekten bir üst seviyeye taşıyor. Aynı zamanda bu derecede etkili vokal performansı, albümün açılışını yapan Korkma’nın nakaratında ve albüme ismini veren 2012’de de hissedilebilliyor.

Masumiyetin Ziyan Olmaz, içerdiği şarkılar kadar, kapağı ve ismiyle de şu röportajda da değinildiği üzere birbirinden derin ifadeler taşıyor. İsim hakkında Tekin, “Dinleyen herkes için farklı şeyler ifade edebilir. Kimi kaybettiği masumiyetini boşuna kaybetmediği için sevinebilir, kimi masumiyet kaybolmayan bir şeydir diye düşünebilir.” sözlerini dile getiriyor. Kapağındaki soğanı da Kabadayı şöyle ifade ediyor: “Hem zenginin hem yoksulun mutfağına girmesiyle ünlü. Gerçi son dönemde en fazla zam alan sebze olmuş ama yine de soğan candır diyerek kapağa koyduk.”. Sonuç olarak ise bu kayıt, her saniyesi buram buram emek ve özen kokan, enerjisiyle de ruhumuzu dirilten muazzam bir albüm. Dinleyin, hatırlayın!

Kaynak: 1.