5 Şubat 2018

Teoman- Koyu Antoloji






Teoman'dan Gözlerinizi Kapatmanızı İsteyen Bir Albüm

Teoman- Koyu Antoloji

8,5/10






     
      Teoman, 20 yılı aşkın bir zamandır sürdürdüğü kariyeriyle müzik sahnemizin en değerli isimlerinden biri. Yayımladığı birbirinden başarılı 10 stüdyo albümüyle birlikte de ülkemizde yaşayan çoğu insanın hayatına bir şekilde etki etmiş bir isim. Her şeyin de ötesinde bu topraklardan nadir çıkmış “gerçek” rock yıldızlarından biri. Aslında haliyle zaman içinde bir pop-rock sanatçısına dönüşse de sırf hayatı yaşayış şekli, medyatik açıklamaları ve şarkı sözlerinden bile bu çıkarımı yapabilmek çok mümkün. Ayrıca özellikle sesi, duruşu ve enerjisiyle hayran bırakan canlı performanslarıyla da ülkenin en büyük müzisyenleri arasında gösterilebilir. En son 2015 yılında Eski Bir Rüya Uğruna albümünü piyasaya sürdüğünden beri kendisinden yeni albüm beklenen Teo, müzikseverlerin karşısına yeni bir derleme albüm ile çıkıyor.


            2018’in ilk günlerinde Koyu Antoloji ile sahnelere dönen tecrübeli müzisyen, önceki albümlerinde yer alan parçaları nispeten daha karanlık ve olgun bir yapıda bizlere sunuyor. Enstrümantal ve prodüksiyonel açıdan oldukça sade bir üsluba sahip albümde Teoman, buradaki şarkılarını kendi ifadesiyle “geleceğe derli toplu bırakmak” niyetinde. Ayrıca bu kayıttaki parçalarının çoğunun hit şarkılarının gerisinde kalanlar olduğunu; ama ticari olarak ona bir katkısı olmasa bile bu parçaları yazmak için çok uğraştığını ve onları çok sevdiğini de dile getirmiş. Aslında müzisyen hitlerini halihazırda 2004 yılındaki Best of Teoman derlemesinde toplamıştı. Bunun dışında, Koyu Antoloji aslında müzisyenin bir başka derlemesi olan 2014 yılındaki Yavaş Yavaş albümüne konsept olarak yakın: Tipik Teo hitlerinin daha düşük tempoda seslendirildiği bu albümü ile böylece iki derleme de her anlamda birbirinin tamamlayıcısı gibi.


            Koyu Antoloji, bünyesinde 26 parça barındırıyor; bu nedenle dikkat çeken parçaları kısaca listelemek güç. Ancak birkaç örnek vermek gerekirse, albümün ilk kısmı oldukça etkileyici: İlk parça ve video olan Tuzak, depresif karakteriyle birlikte “Sahibiysen, tuzak bunlar” sözlerini dinleyicinin hafızasına resmen kazıyor. Ardından gelen Güzel Bir Gün, gerçekten albümün en akılda kalıcı işlerinden biri olmuş: Teoman’ın yaş aldıkça olgunlaşan sesi, parçaya adeta bir Leonard Cohen etkisi yaratıyor. Şarkının orijinalindeki o agresiflik, burada kendini hüzne bırakıyor. Albümün temelinde de aslında bu amaç var. Bu parçadaki gibi intro ve outro’larının albümde uzun tutulmasıyla ilgili ise müzisyen, albüme bir dram filmi soundtrack’i havası vermek istediklerinden böyle bir yolu seçtiklerini söylemiş. Ayrıca albümün çoğu parçasında bir Nick Cave havası da var; çünkü bu efsane sanatçıyla çalışmış ses mühendisi Kevin Paul’un kayıtta parmağı var.


            Teoman, yaptığı basın açıklamasında “Hayalim; bu albümün, evde, tercihen gözler kapalı, dikkatlice dinlenmesi.” diyor ve kesinlikle çok haklı. Sanatçı, gözlerimizi kapatmanızı istiyor; çünkü böylece parçaların olgunluğunu daha kolay bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Bir başka dikkat çeken parça, Bazı Yalanlar ise gerçekten albümdeki en özel işlerden biri: “Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış...” nakaratına parçayı bu haliyle de dinleyince teslim oluyorsunuz. Hem gitar kullanımı hem de yaylılar şarkıya resmen seviye atlatıyor. Şehir kokan parçalar Galata’da Rıhtımda ve İstanbul’da Sonbahar ise bu albümde ilk hallerine göre daha farklı bir olgunluktalar. Ayrıca Duş ve Soluk Soluğa, orijinal versiyonlarının etkileyiciliğinin yanında bu albümde daha da ayrı bir seksiliğe sahipler. Cinselliğe girmişken şunu da söyleyelim: Terlemeden Sevişenler’in buradaki versiyonundaki özellikle nakaratlardaki tempo değişimiyle birlikte şarkı resmen çağ atlamış.

            Paramparça ve Renkli Rüyalar Oteli hitleri ise bu koyu halleriyle dinlemesi ayrı bir zevkli işler olmuşlar. Ayrıca bir başka hit olmuş parça, Teo’nun çocukluğunu anlattığı İstasyon İnsanları ise albümün geneline karşın daha aydınlık bir yapıda. Ancak yine de bir demo havası var parçada. Albüm ile ilgili söylenecek birkaç negatif yönden biri de bu: Sanatçı, gerek vokali gerek de enstrüman seçimleriyle olsun bazı parçaları sanki demo kaydeder gibi işlemiş. Özellikle albümün sonlarına doğru şarkıların altyapısı ve vokal performansı alelacele kaydedilmiş gibi duruyor. Ancak zaten bu tat da Teoman’ın istediği bir şey. Yine de parçaların bu hallerinin mi yoksa orijinallerinin mi daha çok sevileceğini zaman gösterecek tabii ki.


            "Birçok şeye ilgimi yitirdim. Mesela ağzımın suyu akarak seyrettiğim çok az film var. Yeni çıkan romanlar da beni heyecanlandırmıyor. Hedefim yok, bu da hayatı sıkıcı hale getiriyor" diyen Teoman, amaçsızlığın kendinde heves bırakmadığını düşünüyor. Ayrıca bu nedenle de yeni işlere imza atıp atmayacağını da soranlara şunları söylüyor: “Yeni şarkılar yazmayı düşünmüyorum. Şu an müzikal olarak beni motive eden tek şey, geleceğe güzel şarkılar bırakmak. Eskiden yazdığım şarkıları derleme toplama işine o yüzden girdim. Koyu Antoloji albümü bunun başlangıcı.” Her sonun bir başlangıç olduğuna inanarak Teoman’dan bu başlangıcı sürdürmesini, 2018 Mart’ında çıkarmayı planladığı anı kitabını ve ilerisi için de düşündüğü “cover” konseptli albümünü bekliyoruz!