Monarşiyi Baltalayan Bir Konsept Albüm:
Morrissey- Low in High School
6/10
2017’de ise on birinci eseri “Low In
High School” ile sanatçı, yaratıcılığını konuşturmaya hala devam ediyor. Albümde
yine politik göndermelerin doruklarında bir anlayış var: Neredeyse her parça,
siyasi bir anlam ifade ediyor. Kapak fotoğrafı da haliyle albümün içindeki
şarkıları bir şekilde özetlemiş. Bunun dışında albüm hakkında genel olarak
söylenebilecek en önemli unsurlardan biri, albümün çeşitliliği: Parçaların
tarzlarının ve kullanılan altyapıların birbirinden farklılığı, eseri tam
anlamıyla baştan sona dinlemesi keyif veren bir albüm haline getirmiş. Bu
farklılık ise albüm, bir önceki Morrissey albümü gibi prodüktör Joe Chiccarelli
tarafından doğru bir şekilde düzenlendiği için kayda resmen renk katmış.
Böylelikle, baştan sona hiç sıkılmadan rahatlıkla dinlenebilecek bir albüm
ortaya çıkıyor.
Şarkının ismine ve anlattıklarına
rağmen klibinde herhangi bir “yatak” görülemeyen “Spent the Day in Bed”,
albümün ilk single’ı olarak çıktı. Ayrıca şarkıcının 18 Eylül’de açtığı Twitter
hesabının da ilk paylaşımı bu şarkının ismiydi. Parça, sadece 1 defa
dinlenildiğinde bile klavyenin öncülük ettiği akıcı melodi ve klasik Moz
kafiyeleriyle birlikte hemen akıllarda yer ediyor. Sözlerinde ise “Stop
watching the news! Because the news contrives to frighten you” gibi ironik bir
üslupla da “cehalet erdemdir” ifade ediliyor. Albümün açılışını yapan parça “My
Love, I'd Do Anything for You” ise üflemelileriyle tam bir Bond filmi müziğini
anımsatırken, dinleyeni yakalayan bu melodisiyle de kaydın da en başarılı
şarkılarından biri oluyor. Başka dikkat çeken eser ise “Jacky's Only Happy When
She's Up on the Stage”: Şarkının ismine bakıldığında kişisel anlamlar içerdiği
düşünülebilir; ancak Jacky burada Britanya Krallığı’nın bayrağı olan Union Jack’in
kısaltılmışı olarak kullanılmış. Parça, referandum sonucunda Avrupa
Birliği’nden ayrılmaya karar vermiş Britanya’ya gönderme yapıyor. Sonlara doğru
duyulan “Exit!” nidaları da bu yüzden Brexit’e bir mesaj.
“In Your Lap”te, daha şarkının
başında bile Moz, “The Arab Spring called us all. The people win when the
dictators fall.” ifadeleriyle söze
Arap Baharı’yla giriyor. Teröre karşı bir duruşta muazzam sözlere sahip olan
parça, enstrümantal olarak da çok doyurucu bir piyano performansıyla albümün en
etkileyici eserlerinden biri olmuş. Tekrar tekrar dinlemek isteyeceğiniz bir
parça bu. Bunun dışında, “The Girl from Tel-Aviv Who Wouldn't Kneel” ise bol
bol Amerika eleştirileriyle sanatçının siyasal düşüncelerini bir kez daha dinleyenlerle
paylaşıyor. Daha önce albümün çeşitliliği olarak ifade edilen farklı müzik
tarzlarının ve altyapıların kullanılması hususu da özellikle bu parçada biraz
daha Dünya Müziği’ne kayılmasıyla da görülebiliyor. Buna ek olarak, “When You
Open Your Legs”in altyapısında da aynı çizgide gidilmiş.
Sanatçı,
kendi müzik sınırlarını daha da genişletip dinleyicilere artık farklı bir
açıdan yaklaşma yoluna gidiyor. Bu yolda da büyük ölçüde başarılı olduğu
söylenebilir. Ancak daha önce birçok defa albümlerinde siyasi eserlere yer
vermiş olan Morrissey’in bu kayıtta ise neredeyse tamamen bu yönde bir albüm
yapması, şarkı yazarlığının yaratıcılığını olumsuz anlamda etkilemiş gibi. Bu
şekilde bir konsept albüm yapmak her ne kadar çok değerli olsa da aynı zamanda
çok zor bir iş. Bu nedenlerle de Morrissey hayranlarının büyük bir bölümü, beklentilerini
bu albümle karşılayabilse de ona duygusal bağı olmayan kitle için ise bunu
söylemek pek mümkün değil.