2 Mart 2014


Oasis Sonrası Yepyeni Bir Sayfa

Noel Gallagher’s High Flying Birds

8/10






2009 yılının ağustos ayı, İngiliz müzik tarihi için belki de hep çok önemli bir yere sahip olacak; fenomen brit-pop grubu Oasis’in dağıldığı tarih bu. Aradan 5 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen hala “belki de” dememizin en büyük sebebi ise tabii ki de aynı zamanda grubun her şeyleri olan Noel & Liam Gallagher kardeşler. Yakın geçmişteki skandallardan da anlaşılabileceği gibi Gallagherlar her türlü çılgınlığı yapabilir ve bu yüzden grubun sansasyonel ayrılıktan sonra tekrar bir araya gelmesi bile mümkün. Hatta son olarak kardeşlerin aralarındaki buzların eridiği ve birlikte memleketleri Manchester’da “Champagne Supernova” adlı bir bar açmayı planladıkları konuşuluyor. Bu söylentilerin doğruluğu tabii ki tartışılabilir ama şöyle bir gerçek var ki basın neredeyse her röportaj ve söyleşide hala Noel’e bir “geri dönüş” olasılığının olup olmadığını soruyor, hala. Özellikle Liam cephesinin, yüksek beklentileri tam anlamıyla karşılamayan Beady Eye projesinden sonra bu olası geri dönüşe kesin gözüyle bakacağı söyleniyor. Ne olacağını kestirmek mümkün değil ama hala dünyaca ünlü bu “çağ kapatan” grubun tekrar bir araya gelip sahneye çıkmasını ve yeni kayıtlar yapmasını kim istemez!




Dağılmanın ardından Liam aynı yıl, kurduğu gruba “Beady Eye” gibi Lennon saplantısını adeta resmileştirecek bir ad bulup eski arkadaşlarıyla yola devam etmiş, 2 yıl sonra “Different Gear, Still Speeding “ adlı albümü yayınlamıştı. Genel olarak çok fazla eleştirilse bile “The Roller” ve “Four Letter Word” gibi başarılı parçalar barındırmıştı bu albüm; ancak Noel’in eksikliği bestelerde ve vokallerde rahatlıkla hissedilebildi. Geçen yıl çıkan ikinci albüm “BE” ise melodik yapısı ve şarkıların kalitesiyle grubun genel anlamda fazlasıyla gelişmiş olduğunu gösterdi. Albümün neredeyse her şarkısı gerçekten ortalama bir hit potansiyeli taşısa da yine de daha önce Oasis tadı almış çoğu müziksever için hala büyük bir eksiklik söz konusuydu. Bu eksikliğin ise tek karşılığı, grubun söz ve müziğinin çok büyük bir bölümünün, aynı zamanda kendine özgü naif vokallerin ve gitar sololarının da sahibi olan yegane kişi olmasıydı: Noel Gallagher.

           Noel, grubu dağıttıktan sonra bir solo albüm hazırlığı sürecine girdi ve iki yıl sonra çoğunu daha önceden biriktirmiş olduğu 10 şarkıyla müzik dünyasına geri dönüş yaptı. Tek başına olmaktansa canlı performanslarında ona eşlik edecek müzisyenleri de resmi anlamda projeye katarak Noel Gallagher’s High Flying Birds grup adıyla kariyerinde yeni bir sayfa açtı. Grupla aynı adı taşıyan albüm de böylece müzikseverlerin beğenisine sunuldu.
            Albüm, açılışı klibinde Noel’in bir taksiciyi canlandırdığı ve The O.C.’den tanıdığımız ünlü oyuncu Mischa Barton’un da oynadığı “Everybody's on the Run” ile yapıyor. Parça özellikle melodik yaylıları ve Gallagher’ın vokalinin güçlü yapısıyla dikkat çekiyor. Ardından gelen “Dream On” da özellikle vurucu nakaratıyla güçlü bir parça ve hayır Aerosmith cover’ı değil, bambaşka bir şarkı. Sonrasındaysa “If I Had a Gun” ile Noel, şarkı sözü yazarlığının ” If I had a gun, I'd shoot a hole into the sun, and love would burn this city down for you” dizeleriyle ne kadar etkili ve şiirsel olduğunu hepimize hatırlatıyor. Albümün çıkış parçası “The Death of You and Me” ise tam anlamıyla Oasis hitlerini andırmakta, hatta enerjisi ve melodileriyle “The Importance of Being Idle” ile bile karşılaştırabiliriz. Bununla birlikte çok eskiden yazılmış olduğu isminden de anlaşılabilen albümün son şarkısı “Stop the Clocks”,  etkileyici bir son olmuş. Genel olarak, Noel Gallagher’s High Flying Birds’te gerçekten hiç boş şarkı olmadığı da söylenebilir, bütün olarak rahatlıkla birçok defa dinleyebileceğiniz bir niteliğe sahip bir albüm olmuş. Özellikle de brit-pop’un eski günlerini az çok özleyen kulaklara sahipseniz bu albüm, Liam’ın grubunun albümlerine göre daha çok Oasis havasında diyebiliriz.




2011 yılının başlarında yayınlanan ilk Beady Eye albümünün hayal kırıklığından sonra Noel’in ekim ayında yayınlanan bu albümü çoğunlukla olumlu eleştiriler aldı, hatta kimilerince de en iyi post-Oasis eseri olarak adlandırıldı. İngiltere’nin saygın gazetelerinden The Daily Telegraph albüme 5/5 yıldız vermiş ve ünlü yazarları Neil McCormick albümü “Noel’in Morning Glory günlerinden beri en iyi işi” olarak tanımlamıştı. Aynı şekilde de albüm, Rolling Stone okuyucuları tarafından yılın en iyi albümleri listesinde 9 numarada kendi yer buldu ve yine bunun gibi birçok dergi, yayın tarafından pozitif yorumlar aldı. Ancak asıl önemli olan, Noel Gallagher’ın bu kadar yıl sonra bile –hala- tamamen “tek başına” bu kadar kaliteli İngiliz-pop rock şarkılarına imza atabilme yeteneği; daha önce başardıklarıyla birlikte onun neden dünyaca tanınan önemli bir modern rock müzik figürüne dönüştüğünün, hatta tam bir müzik dâhisi olduğunun kanıtı. (Nitekim daha önce bireysel veya grupla aldığı sınırsız ödülün yanında son olarak NME dergisi de 2012 yılında “Godlike Genius” Ödülü ile Noel’i fazlasıyla onore etmişti.)






Albüm sonrası gelen yoğun programlı konser turnelerinin ardından ise Noel, bu yıl yeni albüm için stüdyoda olduğunu açıkladı. Klasik müzik topluluğu Rosie Danvers & Wired Strings de bu ikinci solo albüm için tarihi Abbey Road stüdyolarında bir şarkı üzerinde kayıt yaptıklarını sosyal medyadan paylaştı. Çıkış tarihi tam olarak belli olmamasına rağmen, albümün gelen bu haberler sonucunda büyük ihtimalle yakın bir tarihte yayınlanacağı, en geç ise önümüzdeki yıl raflarda yer alacağı artık oldukça kesin gözüküyor.