Sabaha Kadar Dinlenebilen Bir Albüm:
Angus and Julia Stone- Snow
8/10
Kaynak: Wannart
Grup, müziğinin temeline dingin bir ruh
haliyle ustaca yazılmış ve her şarkıda bir hikaye anlatan folk kültürünü
yerleştirdi. Ayrıca iki farklı vokal harmonisiyle de beslediği bu duygusal
tarzıyla günümüze kadarki çizgisini de oluşturmuş oldu. Böylelikle 2005 yılında
kurulmuş grup, içinde “Paper Aeroplane”, “Mango Tree” ve “All of Me” gibi hala
konser marşı olan hitlerin de bulunduğu iki EP kayıt çıkardıktan sonra ilk
albümleri “A Book Like This”i yayımladı. Daha sonra ise 2010 yılında dünya
çapında esas patlamayı yaptıkları “Down the Way” albümü geldi. Albümün baş tacı
olan “Big Jet Plane”, kolaylıkla hissedilebilen o samimiyeti ve akılda
kalıcılığıyla hem albümü hem de Stone ikilisini müzik piyasasında bir tık
yukarı taşıdı. Üstelik bu albüm “For You”, “I’m Not Yours” ve “Draw Your Swords” gibi birçok güzelliği daha içinde barındırıyordu. Hatta enerjik bir
Grease klasiği olan “You’re the One that I Want”ın huzurlu bir cover’ı da bu
dönem yayımlandı.
Ünlerinin
zirvesinde birlikteliklerine ufak bir ara veren ve 2 solo albüm piyasaya süren
Julia ile 1 solo albüm çıkaran Angus, 2014’te tekrar bir araya geldi.
Bekledikleri başarıyı solo albümlerinde yakalayamamış oldukları için mi yoksa
kardeşlerin birbirlerini özlemesinden mi bilinmez ama grup, iyi ki de dönmüşler
dedirten üçüncü albümleri “Angus & Julia Stone”u böylelikle çıkardı. “A Heartbreak”, “Grizzly Bear” ve “Heart Beats Slow”u içeren bu tatlı albüm, grubun
çizgisini bozmadan sağlam adımlarla ilerlediğine bir örnek daha oldu.
2017’ye
gelindiğinde ise dördüncü albümleri “Snow” ile kardeşler, yine beklentileri
boşa çıkarmayan bir eser ile müzik piyasasına geri dönüş yapıyor. En basit
şekilde ifade etmek gerekirse “hiç bıkmadan sabaha kadar dinlenebilen” bir
albüm daha müzikseverlerin karşısında. Bütün Angus & Julia Stone
parçalarının esas güzelliği ise bu parçaların hiçbir zaman vasat kalitede bir kayıt
olma olasılığının olmaması: Geçmiş üç albümün en zayıf halkaları olan
şarkıların bile hiç değilse piyasaya göre ortalama eserler olması, dinleyeni
daha bu albümü dinlemeden bile motive eden bir unsur. Bu gönül rahatlığıyla
albüm dinlenmeye başlandığında ise hemen daha ilk adımda dinleyen bir kez daha
haklı çıkıyor: “Snow” parçası, henüz ikinci nakaratında bile “Why don't you
stay?” diye eşlik edip büyülü atmosferine sizi çeken tipik Stone eserlerinden
biri oluyor.
“Chateau”
da albümün en değerli kayıtlarından biri olduğunu her saniyesinde hissettiren
bir şarkı. Özellikle prodüksiyonun kalitesiyle dikkat çeken parça, sözleriyle
de yine şaşırtmıyor ve grubun “bir yere gitmek” temalı milyon tane tatlı şarkısının
arasına hemen katılıyor. Ardından gelen “Cellar Door” ise katmanlı yapısıyla gerçekten
ikilinin en derin işlerinden biri olmaya aday gözüküyor. Enstrümantal açıdan
her ne kadar basit gözükse de doyurucu bir parça.
“Nothing Else” ise Julia Stone’un sesine bir kez daha aşık olmak için yapılmış bir şarkı.
Ayrıca kardeşlerin vokalinin uyumunu da sonlara doğru çok net bir biçimde
hissettiriyor. Sonrasında gelen “My House Your House”, melodisi ve tekrarlı
sözleriyle albümün en çok akılda kalan parçalarından biri. Ancak çok basit bir
şekilde çoğu müzikseverin, hatta popüler müzikten başka bir şey dinlemeyenlerin
bile fark edebileceği gibi parça, Passenger’ın “Let Her Go”sunun uzaktan
kuzeni. “Baudelaire”de bir önceki parçaya atıfta bulunarak başlayan şarkı
sözleri, “Follow me to the bottle and we'll figure it out. I will leave my
troubles by the river” bölümünde ise dinleyeni adeta kendine bağlıyor ve sonuna
doğru akışını da adeta ismini aldığı Fransız şairin hüznüne kaptırıyor.
Genel
olarak, tıpkı her Angus & Julia Stone albümü gibi karakteristik izler
taşıyan ve grubun ilk yayımladığı parçalarından beri aynı çizgide devam eden
bir albüm “Snow”. Folk-pop icra eden bir grup olarak Stone kardeşlerden daha
yenilikçi ve daha deneysel bir akıma da kapılmaları beklenemez; ancak albüm her
ne kadar oldukça tatlı bir kayıt olsa da “hit azlığından dolayı” şarkı
yazarlığındaki bu sınırlı seviyeyle birlikte maalesef grubun hala en iyi işinin biraz gölgesinde kalıyor.