Freud'a Göre Rüyaların Anlamı Nedir?
Bununla birlikte, şu an unutmamamız
gereken bir gerçek var: Rüya konusunda her ne kadar tıp, psikoloji ve hatta
teknoloji alanında birçok ilerleme kaydedilse de bir soruya hala kesin bir
cevap alamıyoruz: “Rüyaların anlamı nedir?”
Yeryüzündeki çoğu insanın
cevabını merak ettiği bu soruya kısmen de olsa sistematik bir cevap veren
Freud, psikanaliz çerçevesi içinde rüyaları da bilinç dışı kavramına
indirgiyor. Bu kavramı ise psikolojik metinlerde sıkça karşılaştığımız buzdağı teorisi görselinden tanıyoruz. Bu benzetmeye paralel olarak genelde bilinçaltı olarak da adlandırılan söz konusu kavram, Freud’a göre aynı zamanda bizi
rüyalarımızla birbiriyle bağlayan bir bağ. Dışarıdan görünen kişiliğimizi
oluşturan bu bilincimizin derinlerinde görünmeyen bir yapı daha var. İşte o
bilinç dışı yerdeki esas benliğimiz de rüya gördüğümüz uykularda bize daha da görünür
bir hale geliyor.
Freud’un bu varsayımını daha net
bir şekilde açalım: Ona göre rüyalar, insanların etik değerler sonucu kendini
bazı konularda “frenlemesi” ve toplumsal baskılar sonucu bastırdıkları düşünce
ya da duyguların bir nevi dışavurumu. Yani kısaca, bilinç dışının ön plana
çıkması olarak da değerlendirebiliriz. Hatta rüyaların çoğunu da Oidipus Kompleksi’ne bağlayan Freud, bir şekilde bastırılmış dürtülerin bastırılmakla aslında
ortadan kalkmadığını ve bu arzularla böylece farklı yollardan karşılaştığımızı ifade
eder.
Uğruna oneiroloji isimli bir
bilim dalı bile olan rüyaların incelenmesi hususu, aslında oldukça ucu açık bir
konu. Adeta birçok parçasına ulaşılamayan bir yapboz gibi! Bu nedenle de Düşlerin
Yorumu eserinde de anlatıldığı gibi, rüyanın bir dilek
gerçekleşmesi olduğu; ancak bunun hem doğrudan hem de dolaylı bir yoldan gerçekleşebileceği
ifade ediliyor. Freud’a göre bazı rüyalarda verilmek istenen mesaj ve bilinç
dışı hissiyat çok açıktır; bazılarında ise bu doğrudan gösterilmez ve bu
nedenle de bir çarpıtma yöntemi kullanılır. Rüyada görülen asıl içerik ve
bunu esasen oluşturan düşünsel içerik ayrımı da bu nedenle önemli. Günümüzde de
cevabını en çok merak ettiğimiz sorulardan biri olan “Rüyaların Gerçek
Anlamları” konusu, aslında söz ettiğimiz düşünsel içeriğin neyi ifade ettiği
ile ilgili; çünkü asıl içeriği ve içerdiği o kişisel anlamı ise içten içe çok
iyi biliyoruz.
Aynı zamanda muazzam bir müzik grubuna ismini veren, uykunun rüya görülen kısmı olan R.E.M. (Rapid Eye Movement)
bölümünde gözlerimiz aslında gerçekten de ismine yakışır bir şekilde hareket edip
oynuyor. Bu sebeple, beynimiz de bu evrede aslında fazlasıyla çalışmaya devam
ediyor. Buna paralel olarak, haliyle bilinçaltı da görev görüyor. Uykusundan
R.E.M. evresinde uyanan insanların ise büyük bir bölümü, gördüğü rüyayı
hatırlayabiliyor. Ardından, ya rüya tabirleri kitaplarına bakıyor ya da şimdi
çoğumuzun yaptığı gibi basitçe Google'layarak etkisi altında olduğu
rüyaya bir anlam bulmaya çalışıyor. Freud’a göre ise aradığımız cevabı görebilmek
aslında hiç de zor değil; sadece buzdağının görünmeyen kısmının farkında
olmalıyız, hepsi bu!
Kaynak:1.