Gecelere Hissiyat Katan Özel Bir Albüm
Chet Faker- Built on Glass
9/10
İsminin
ilginç yolculuğunu bir kenara bırakırsak Murphy, kendine özgü o muazzam ses
tonu ve soul dokunuşları olan vokal tarzıyla gerçekten önemli bir yetenek. 2012
yılında yayımladığı Thinking in Textures EP ile ortamlara giren sanatçı,
buradaki Blackstreet cover’ı No Diggity ile önemli bir çıkış yaptı. Ardından ertesi
yıl ise başka bir Avustralyalı deha olan Flume’un DJ’liğinde çıkan Lockjaw EP
ile Murphy, başarısını sürdürdü. Buradaki Drop the Game ise şarkıcının en
değerli işleri arasına girdi. 2014 yılında ise bizlerle nihayet ilk solo
albümünü paylaşan sanatçı, Built on Glass isimli bu çalışmayla Chet Faker
ismini artık tüm dünyaya duyurmuş oldu. Albüm, baştan sona büyük bir zevkle
dinlenebilen bir güzellikti. Bunun sayesinde de halihazırda yeni bir tür olan
bu müziğin de en önemli örneklerinden biri haline geldi.
Albüm,
içerdiği birçok hit ile sanatçının Nick Murphy versiyonundan hala daha çok
dinleniyor. Bunu sağlayan da bu kaydın gerçekten de özenle işlenmiş olması: Hem
şarkı sözleriyle, hem altyapılarıyla, hem de düzenlemeleriyle kendisini tekrar
tekrar bıkmadan dinletebilen bir albüm bu. Ayrıca, daha önce Murphy’nin
vokalini övmüştük; ancak şunu da ifade etmeliyiz ki albümün bütün bu tatlı
beat’lerini ve altyapılarını hazırlayan da yine sanatçının kendisi! Bu yoğun laptop
emek yüküne rağmen Murphy, vokallerde de kendisini en doğru şekilde ifade
etmeyi biliyor: Özellikle albümün açılışını yapan Release Your Problems,
sanatçının vokal iniş-çıkışlarındaki hakimiyetinin en özel örneklerinden biri.
Talk Is Cheap, albümün geneline de hakim olan sade ama ince işlenmiş beat’lerden
oluşuyor. Ayrıca buradaki back vokaller de şarkıya ayrı bir derinlik katmış. Şarkı
sözleriyle de karşısındaki kadına “az laf çok iş” mesajı veren Murphy, “Talk is
cheap, my darling. When you're feeling right at home. I wanna make you move
with confidence. I wanna be with you alone.” nakaratıyla da adeta ona göz
kırpıyor. Albümün back vokallerin taşıdığı başka bir hiti olan Melt ise “Oh-oh-overdose”
nidalarıyla kaydın en çok akılda kalan işlerinden biri oluyor. Amerikalı
şarkıcı Kilo Kish’in vokallerinin de katkısıyla dopdolu bir parça bu.
Hipnotize
edici şu sanat eseri klibe sahip Gold ise albümün belki de en özel
şarkılarından biri. Ayrıca sanatçının da beste açısından şarkı yazarlığının
zirvelerinde olduğu kesin bir gerçek. Bunun yanında, “You gotta know, I'm
feeling love. Made of gold, I'll never love a. 'Nother one, another you. It's
gotta be love, I said it.” sözlerini ise şarkıcı resmen dinleyicinin kalbine
kazıyor. Ardından gelen To Me, adeta The xx gitarlarını andıran enstrümantallerle
albümde farklı bir yere konumlanıyor. Şarkı, sözlerinin de etkisiyle içinde
acayip derin bir hüzün barındırmış. Ayrıca şarkıcı, her “You’re giving it all
for nothing.” dizesiyle de dinleyicinin kalbinin ortasına bir ok daha
fırlatıyor.
Electronica türünün hakkını veren
Blush da albümün en deneysel işlerinden biri. Şarkıdaki prodüksiyonun gerçekten
büyük bir emek ürünü olduğu çok belli. Sonrasında gelen 1998 ise albümün o
büyük hitlerinden biri: Özellikle basların resmen kendi başlarını alıp yürüdüğü
altyapılar çok etkileyici. “We used to be friends. We used to be inner circle.
I don't understand. What have I become to you?” sözleri ise dinleyicinin tabii
ki de kayıtsız kalamayacağı kadar içine işleyen bir bölüm. Son parça olan Dead Body ise John Mayer’ı andıran gitarlarıyla sizi anında yakalayan başka bir
güzellik. Genel olarak albüm ise modern elektronik müziğin en değerli
işlerinden biri olmayı başarıyor. Özellikle geceleri dinlendiğinde acayip bir
hissiyata sahip bir albüm bu! Ayrıca Chet Faker’ın da ilk ve son albümü. O
yüzden bu albümü severseniz, Nick Murphy’i Nick Murphy olarak takibe almayı
unutmayın!
Kaynak: 1.